33

962 95 7
                                    

Geçmişin anısı

"Komutanım!Bu mektup size geldi."

Otuz gün geçti,ancak Albay oğlunu kurtaramamıştı.Askerinin çıkmasını bekleyip mektubu açtı.Okuduğu her satırda bedenini ele geçiren öfke hayal kırıklığıyla yer değiştirmişti.Bir babanın en çaresiz hali bu olsa gerek...

"Asker!Derhal Yarbayla iletişime geçin.Üsteğmenin sesi duymak istiyorum."

-_-

Planları istediği gibi ilerliyordu.Yarbay Aleksandr'ın zaafını kullanıp gözünü açacaktı.Daha sonra ya gözlerini oyar,ya da ona yeni hayat sunacaktı.Elindeki dosyayı inceleyip çıktı odasından.Kapıda Yüzbaşı Hans'la karşılaşmıştı.

"Komutanım?"

"Üsteğmeni ziyarete gidelim.Hadi!"

O an gelmişti.Aleksandr'ın hayatında vereceği en zor karar belkide bu olacaktı.Ancak o sanıyordu ki,en zor kararı orduda kaldığında vermişti.

"Nasılsın Üsteğmen?"

Yarbay sandalyeyi çekip Üsteğmenin karşısına oturdu.Aleksandr,adamın başında duran Yüzbaşıya bakıp yumruklarını sıktı.Hazır elleri bağlı değilken Yarbayın canını almak istiyordu.Ancak Hans'ın bu kadarına göz yummayacağına emindi.

"Ne istiyorsun?"

"Konuşmak.Başına gelen talihsiz olay yüzünden çok üzgünüm.Hatta olaylar yüzünden.Baba olamayacağını-"

"Kes sesini.Ne istiyorsun?"

Yarbay gülümseyip alt dudağını ıslattı.Elinde bıçak yoktu lakin biraz sonra söyleyeceği lafları Aleksandr'ın kalbine bıçak gibi saplanacaktı.

"Albayın oğlu olduğunu biliyorum.Seni çok iyi araştırdım Üsteğmen.Melez birinin başka türlü orduda olması,hatta Üsteğmen olması imkansız."

"Albay benim için hainin ismini söylemez.Biz vatanı aile biliyoruz.Ben onun oğlu değilim,o sadece benim Komutanım."

"Öyledir elbet.Ben seni kullanmayacağım Aleksandr.Çünkü sen zaten yıllardır kullanılıyorsun."

Hans kaşlarını çatıp komutanına bakmıştı.Aleksandr'ın da ondan bir farkı yoktu.Yarbayın lafını bitirmesini bekledi.

"Annene yedi kez bıçağı baban saplamış.Neden biliyor musun? "

Aleksandr gülümseyip yeşillerini adamın gözlerine dikti.

"Neden?"

"Senin doğduğundan babanın haberi yoktu.Doğacağını bilse seni çoktan öldürürdü.Peki neden,onu biliyor musun?"

Hans anlamıştı o lafın devamını.Gözleri Aleksandr'ın yüzündeydi.Az sonra yeşillerin hayatının en büyük acısını yaşayacağını sanıyordu.

"Baban annene tecavüz etmiş.Sen tecavüzden doğmuşsun."

Ve böylelikle Aleksandr'ın yıllardır sakladığı sırların hepsi gün yüzüne çıkmıştı.Hans yumruklarını sıkıp derin nefes verdi.Aleksandr'ın onunla aynı kaderi yaşaması canını çok yakıyordu.

"Bekle... Sen neden şaşırmadın?Ah.. Sen bunu zaten biliyorsun!"

Yarbay şaşırarak kalktığı sandalyeden kalktı.Aleksandr derin nefes verip kafasıyla onu onaylamıştı.Seneler önce kanayıp kabuk bağlayan yarayı kimsenin kanatmaya gücü yetmedi.

"Tüm bunlara rağmen hala babanı savunuyorsun?Öyle mi?!"

"Geçmişe pek takılmam.Var mı başka? Beni şaşırtacak bir şeyin yoksa çıkabilirsin."

Hans Aleksandr'ın yüzündeki soğuk ifadeye anlam verememişti.Annesinin gözleri önünde nasıl öldüğünü izleyen çocuk kadına üzülmemişti.

Neden?

"Üsteğmen,annene hiç mi acımıyorsun?"

"Saf değiştirmemi istiyorsun değil mi? O zaman benim için annemin mezarını bul.Tanrıya yemin ederim,o zaman Albayı önüne atarım."

Yarbay o mezarı bulacaktı.Üsteğmen ise sadece bekleyecekti.

"Bekle,seni annenin hatırasına kavuşturacağım."





ARKADAŞLAR okurken nefesini tutanlar burada mı?

Kendi yazdığıma düştüm ksksksk

ESİRWo Geschichten leben. Entdecke jetzt