9

1.9K 128 7
                                    

Candan kıymetli

Her gözü kapanan ölmediği gibi,her kalbi atan da yaşamıyordu.Bazen öyle bir kuyuya düşersin ki,kurtulmanın mümkün olmadığını yalnızca sen bilirsin.Üsteğmen Aleksandr o kuyuya düşmüştü.

"Üsteğmen?!"

Yüzbaşı Hans onu ziyarete gelmişti.Üsteğmen kolları bağlı oturduğu sandalyede baygındı.Dün Karl boğazını ve her iki kolunu ısıttığı bıçakla yakmıştı.

"Asker,hemen su getir!"

Hans Aleksandr'ın yüzünü ellerinin arasına alıp telaşla yanan boğazına baktı.Suya muhtaç dudakları çatlamıştı.

"Aleksandr!Aç gözünü,yüzüme bak!"

Yüzbaşı askerinin getirdiği bardağı alıp Üsteğmene içirdi.Suyu yudumladığında boğazı acımıştı.

"Şu haline bak.Gerçekten bu şekilde mi öleceksin?"

Aleksandr dudaklarını konuşmak için araladığında Yüzbaşı kulağını yüzüne doğru yaklaştırdı.

"Ellerini çek üzerimden."

Yeşiller kapanmak üzereydi.Yüzbaşı ayağa kalkıp kapıda onu bekleyen askerinin kulağına konuşmuştu.Kendisi Yarbayın odasına giderken askeri verdiği talimatı uygulamıştı.

Aleksandr'ın ellerini çözüp yere oturtmuştu.Moraran bilekleri bu kez duvardaki zincirle bağlamıştılar.

Bu bir esirin en komforlu haliydi aslında.

"Komutanım."

"Yüzbaşı!Buyur geç."

Hans odaya girer girmez bakışları Karl'ı buldu.Yüzbaşının öfke saçan gözleri komutanının dikkatini çekmişti.

"Bir sorun mu var?"

"Biz Üsteğmenden hainin ismini öğrenmek istiyoruz sanıyordum.Lakin az önce gördüklerim bazılarımızın başka amaçlara hizmet ettiği."

"Bu ne demek oluyor?"

"Komutanım,Asteğmen Karl bıçakla Üsteğmenin boğazını yakmış.Bu adam konuşamazsa hainin ismini nasıl öğreneceğiz?"

Yarbay karşısında oturan Asteğmene baktı.Bu olaydan henüz şimdi haberi oluyordu.

"Doğru mu bu?"

"Komutanım doğru.Lakin iki gün geçti ve o hala susmaya devam ediyor.Bu yüzden ileri gittim."

Yüzbaşıya göre Karl aptal biriydi.Eli kolu bağlı adamlara işkence etmekten kolay ne vardı?

"Belki de içimizdeki hain sensin?Üsteğmen konuşamasın diye gözünü kararttın."

Hans şu an düşündüklerini söylüyordu.Lakin Karl bunları hoş karşılamamış ve onun yakasına yapışmıştı.

Belki ülkeler arasındaki savaş bir gün tamamen yok olur.Lakin insanlığın savaşı sonsuza kadar sürecekti.

"Yeter bu kadar rezillik!Benim Yüzbaşıma bak!Karşıma geçmiş Asteğmenimi ihanetle suçluyor.Kanıt olmadan laflarının hepsi boş."

Karl'ın ellerini yakasından itip komutanına selam durdu.Elinde bir kanıt olmayabilirdi ancak şüphe duyduğu tek kişi şimdilik en yakınında olan Karl'dı.

"Yüzbaşı,isteğiniz üzere yemek götürdüm.Lakin dokunmadı."

Burada kalmaya sabrı yetmiyordu.Savaşı tamamen kazanacakları planı içlerindeki hain yüzünden ertelenmişti.Yüzbaşı hücreye,Üsteğmenin yanına geldi.

Askerinin bıraktığı tepsi yerde duruyordu.Aleksandr kafasını duvara yaslayıp nefes almak için dudaklarını aralı bırakmıştı.

Her nefes aldığında nefesi kesilecek gibi hissediyordu.

"Yemeği bizzat ben gönderdim."

Aleksandr'ın yeşilleri yeri kirleten kanına bakıyordu.Annesinin kanlar içinde yatan bedenini hatırladığında gözlerini kapattı.

"Bir Üsteğmen açlıktan geberip gitsin istemiyorum."

Hans Aleksandr'ın yüzünü kavrayıp tepsiden su dolu bardağı aldı.Bir yudum içip tekrar geri bıraktı.Bu kez çorbadan bir kaşık alıp yudumladı.Aleksandr'ın bedeni kaşlarını çatamayacak kadar yorgundu.

"Ölmedim.Hadi ye şunları."

Tepsiyi yerde oturan bedenin kucağına bırakıp sandalyeye oturdu.Aleksandr'ı izlemişti.İnce,uzun parmakları ekmeği bölmekte zorlanmıştı.Beyaz tenin de moraran bilekleri Yüzbaşının dikkatini çekmişti.

"Hainin hangi mevkide çalıştığını söyle.O zaman bu kadar işkence görmezsin."

Aleksandr onu duymuyormuş gibi yemeğe devam etti.

"Böyle rezil olarak ölmek mi istiyorsun gerçekten?Yarın gazeteler de yerle bir olacak itibarını düşün!Artık asker değilsin!Kendine gel."

Yüzbaşı sinirlenip ayağa kalkmıştı.Kafasını kaldırmadan yemeğine devam eden Üsteğmenin çenesini tutup yukarı kaldırdı.

"Beni görmezden gelmek işine mi geliyor?Belkide bu kadar koruduğun herif dibimizdedir."

"Boğazım acıyor konuşunca.Bu yüzden sus artık."

Aleksandr yüzünü çekip Yüzbaşının elinden kurtardı.Hans'ın gözleri boğazındaki yanığa kaydı.Onun buruşan yüzü durumun ne kadar kötü olduğunu belli ediyordu.

"Canın cehenneme lakin gözlerine yazık olacak."








Hans'ın haini bulduğunu düşünen var mı?

ESİRWhere stories live. Discover now