6

1.4K 98 13
                                    

Savaşın çirkin tarafları

"Ne demek Aleksandr esir düştü?Sen komutanını nasıl bıraktın asker?!"

Albay esir düşen Üsteğmen için askerine silah doğrultmuştu.Aleksandr onun için kıymetliydi.Üsteğmenini geri almak için ne gerekiyorsa verirdi.

"Komutanım,Üsteğmen bizzat size iletmemi istedi.Aramızda bir hain var."

Albay askere doğrulttuğu silahını indirdi.Tahmin etmişti lakin bu kadar erken tahmininin doğru çıkmasını beklemiyordu.Siyah zarfın içindeki o isim iki ülke için büyük önem taşıyordu.

"Teğmen Victor'ı derhal odama gönderin!"

Herkes gibi onunda haberi vardı Aleksandr'ın esir düştüğünden.Görevde başarısız olması Victor'ın kendisini ıspat etmesi için şanstı.

"Komutanım."

"Teğmen göreve çıkıyorsun.Yanına ne kadar gerekiyorsa asker al.Bana Üsteğmeni getir."

"Efendim,bizim için çalışan kişiyi kurtarmalıyız asıl.Aleksandr konuşursa-"

Teğmen Victor'ın lafını yüzüne yediği tokat bölmüştü.Siyah zarfın içinde yazan o ismi kurtarmak istiyordu, Aleksandr'ı değil.

"Aleksandr konuşur mu sanıyorsun?!İki gün Teğmen.Aleksandr ülkesine geri dönecek!"

"Emredersiniz komutanım!"

İki gün.. Almanların işgencelerine maruz kalmaması için onu erken bulmalıydılar.Lakin artık çok geçti.

-_-

Ne hayalleri vardı.Hepsi üzerindeki üniformaya kurban gitmişti.Silahındaki son kurşunu saklıyordu Aleksandr.Zamanı geldiğinde kafasına sıkacaktı.

"Yaranla ilgilenmeme izin ver.Kan kaybından konuşamadan öleceksin."

Yüzbaşı Hans elindeki beyaz kutuyla yanına gelmişti.Onunla Polonya da ilk karşılaştığı zamanı hatırladı.Hans kolundaki yara için hemşirelere bağırıyordu.

"Konuşmayacağım.Dokunma bana."

Üsteğmenin yeşilleri yere bakıyordu.Aleksandr,Yüzbaşının derin nefes verdiğini duymuştu.Elleri bağlı olmasa ona dokunan elleri iterdi.Hans onun üniformasını omzundan aşağı çekiştirip kanayan yaraya baktı.

Karl bıçağı üç kez döndürmüştü.

"Bana minnettar olmalısın.Seni o delinin elinden aldım.Kaç Polonya askeri onun işkencesine dayanamayıp kendisini öldürdü,biliyor musun?"

Yere diktiği yeşilleri Yüzbaşının yüzüne çıkmıştı.Ona öyle bir nefretle baktı ki,Hans'ın yarayı temizleyen elleri durdu.

"Onu kendi ellerimle geberteceğim."

"Ona gücünün yeteceğini sanmıyorum.Güzel gözlerin ışıklı dünyayı görmeye devam etsin isterim.Bana hainin ismini ver."

"Işıklı dünya öyle mi?Bu kadar masum kanın aktığını gören gözlerim kör olsa ne olur?Ben ellerimle temizlediğim kanların kokusunu hala alıyorum Yüzbaşı."

Hans Aleksandr'ın yarasını temizleyip sarmıştı.Üsteğmenin sırtındaki izler çekmişti dikkatini.Kaşlarını çatıp ellerindeki kanı suyla yıkadı.

"Daha önce esir alındın mı?"

Aleksandr ona cevap vermemişti.Yüzbaşı sandalye alıp Üsteğmenin karşısına oturdu.Yeşilleri hala geçmişteki gibi boş bakıyordu.

Bu güzel gözler en ufak duygudan bile mahrumdu.

Onun konuşmayacağını anladığında sandalyeden kalkıp üzerindeki üniformayı çıkardı.

"Ne yapıyorsun Yüzbaşı?"

"Üzerimdeki üniforma yüzünden sesini duyamıyorum.Ben de birde böyle deneyeyim dedim."

Siyah atletle oturmuştu bu kez Aleksandr'ın karşısına.Yüzbaşının kaslı kollarına bakıp gözlerini temiz yüzüne çıkardı.

"Boğazındaki haç hala duruyor.Savaş sana Tanrının varlığını unutturmadı mı?"

"Aksine,bir kez daha hatırlattı."

Hans en çok Aleksandr'ın boş bakan gözlerindeki kararlılığı seviyordu.Dışarıdan bakınca yaşamak için bir sebebi yokmuş gibi gözüküyordu.Ancak gözleri sanki daha fazlasının olduğunu haykırıyordu.

"Ne hatırlattı Tanrı sana?"

"Çok yakında size de kendisini hatırlatacak Yüzbaşı.Bu kez kaybedeceksiniz."

"Öyle mi?Sana aptal olduğunu söylemiştim sanırım.Bu gün bir kez daha emin oldum.Lakin seni dize getirecek bir gücüm var."

Aleksandr onu ciddiye almamıştı.Bu yüzden gözlerini duvara dikti.Gri duvarın üzeri kana boyanmıştı.Burada esir tutulan ilk kişi o değildi.Kulağında duyduğu çığlıklar yüzünden sıkıca gözlerini kapattı.

Savaşın en derin izleri vücutta değil ruhta bırakılırdı.

"Fransız kadınları alman askerleriyle yattığı için onlara ne oldu,biliyor musun?"

Bu konunun kendisiyle ne ilgisi olduğunu bilmiyordu.Lakin fransız hükumeti kadınları cezalandırmıştı.

"Saçlarını kazıdılar."

"Doğru.Peki bir Üsteğmen alman Asteğmeniyle yatsa ne olur?Sadece saçları kazınmaz herhalde."

Yüzbaşı Üsteğmenin çatılan kaşlarını izleyip ayağa kalktı.Az önce kendi elleriyle sardığı yaraya koydu elini.Hafif sıkıp Aleksandr'ın kulağına eğildi.

"Aklını başına al.Karl sana işgence etmekle kalmaz.Bir Üsteğmen yakaladı ve emin ol zevkle tadına bakacaktır.Şimdi sen söyle,itibarını kurtaracak mısın?"

Savaşta asla sınır olmazdı.İnsanlığın en çirkin halini koyardılar ortaya.Ya çirkenleşirdin ya da toprak olur giderdin.

"Bana o ismi ver Üsteğmen.Almanyanın şerefi üzerine yemin ederim bir yara daha almazsın."

"Çağır o iti.Ancak tek şartla,üstte ben olurum."

Yüzbaşının havaya kalkmamak için tuttuğu kaşlarına bakıyordu Aleksandr.Hans kendisini hala asker sanıyordu galiba.




Helal koçuma💞😍Parti kur oy vereyimm😊

ESİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin