AHPO - 44. BÖLÜM

647 108 75
                                    

Selam!

yeni bölümle karşınızdayım canlarım! 

Bölüm 1913 kelime haberiniz ola! Kısa değil bence! 

Medyadaki şarkıyı Ali'mize ithafen atıyorum. Dinleyerek okuyun lütfen. Hata sözlerini de düşünerek okursanız bu şarkıyı neden yüklediğimi de anlarsınız!

Yorum istiyorum canlarım! Genelde bu kadar erken bölüm atmam! Yorumlarınızla döşerseniz çok mutlu olurum! Bol bol yorum bekliyorum bu bölüme! Paragraf arası yorum yaparsanız da mutlu olurum!

Vote'a da basmayı unutmayın canlarım! 

Umarım bölüm hoşunuza gider!

 İyi Okumalar!




Sarp önlerinde duran koca tırla elinde tutuğu siyah çantayı daha çok sıktı. Kardeşini, Deniz'i kaçırtmıştı. Zait abisi cidden sinsi insanın önde gideniydi.

Tırın kapısı açılıp hafif göbekli adam dışarı çıkarken, Sarp'ta arabasının yanından ayrılmış adama doğru yürümeye başlamıştı.

"Bir şeyi yok değil mi?" diye sormadan edemedi karşısındaki yaşlı adama.

Yaşlı adam 'Cık'layıp.

"Yok, Sarp Bey. Hiçbir şeyden de şüphelenmedi. Böreklerin hepsini yedi... En az iki gün uyur." Demesiyle, Sarp başını sallayıp elindeki para dolu çantayı adama verip, tıra çıkmıştı. Arkada mışıl mışıl uyuyan sarı civcivi görünce derin bir nefes alıp kardeşini sırtlandığı gibi tırdan inerken, yaşlı adamda tırda kalan Deniz'in eşyalarını çıkartıyordu.

"Paralarla kaçmış." Demesiyle, Sarp gülmeden edemedi. Kardeşi bir manyaktan kaçarken başka manyağın eline yine düşmüştü.

"Deniz oğlum, kime ne günah işledin de bahtın bu kadar kapalı senin." Sarp kendi kendine mırıldanırken kardeşini sedan araca doğru götürüp arka kapıyı açarak içeri yatırmıştı.

Arkasından eşyalarını getiren adama zorla gülümseyip.

"Tanımıyorsun. Sen yoluna ben yoluma. Çocuğu da hiç görmedin." Demesiyle, Yaşlı adam başını salarken, Sarp adamın elindekileri alıp bagaja atmıştı.

"Emriniz olur. Ben gidiyorum o zaman." Diyen adamla Sarp başını sallayıp.

"Görüşmemek üzere." Diyerek hızla sürücü koltuğuna oturmuştu.

Sınır kapısında bir tane bile adam yoktu. Sarp bir şekilde alem etmiş kalem etmiş yarım saatliğine herkesi yollatırmıştır ki, burayı gören kameralar dahi çalışmıyordu.

Sarp hızla arabayı çalıştırıp abisinin Polonez köye doğru sürmeye başlamışken arada bir de dikiz aynasından Deniz'e bakıyordu. Deniz'in öz kardeşi olmadığını öğrendiğinden beri zaten yıkılmıştı. Deniz onların sarılarıydı. Nasıl başkasına verebilirlerdi ki? Zait abisinin isteklerini de bu yüzden getiriyordu. O Oktay denen adamdan hoşlanmamıştı. Deniz'de zaten hiçbir şey hatırlamıyordu. Alem edip kalem edip kardeşini onlardan alabilirlerdi.

"Allah'ım sonumuz hayır ola!" 

Yeni Bölüm!


"Allah belanızı versin!"

Sarp dediklerimle yüzünü buruşturmuştu.

"Abicim böyle demesek. Şimdi dilek kapın falan açıktır..." Sarp'ın dedikleriyle daha çok sinir olurken arkamdaki yastığı alıp yüzüne fırlattım.

Aile Hikayesinin Piçi Oldum!Where stories live. Discover now