AHPO - 41. BÖLÜM

734 119 81
                                    

Selam! 

Nasılsınız?

Umarım iyisinizdir.

Ve kapağı neden değiştirdiğimi de anlamış oldunuz. İlk kapaktaki de hiçbir zaman Niccolo değildi bunu da söylemiş olayım! 

Bu bölüm 2000 kelime haberiniz olsun. Çünkü kısa diyeceksiniz biliyorum. 

Medyadaki şarkı bu bölüm için en iyi şarkı. Neden böyle dediğimi sonda anlayacaksınız. 

Bölüm bomba haberiniz ola! 

O yüzden pamuk eller cepten çıkaralım yorum istiyorum canlarım! 

Vote'a da basarsınız çok mutlu olurum! 


İyi Okumlar! 

Beyaz. İnsana masumiyeti, saflığı temsil ederdi. Bana ise toz olacak bir yer daha demekti. Beyaz kadar kolay kirlenen bir şey yoktu bu hayata. O yüzden de hayatıma bembeyaz olan insanları almazdım. Hayır ırkçı değilim gidip de elin negrosunu da alacak değildim. Sevmem ben hem çikolata ten. Neyse sevgili beyaz. Sana neden seni sevmediğimi anlatıyordum. Çok beyazsın. Benim ellerimde ketçap lekesi olmasa da, kendi çapımda lekeliydim bende.

"Bakma bana öyle!"

Yatığım yerde daha çok yayılırken gözlerimi kısıp beyaza daha çok bakmaya başladım.

"Her yerde aynısınız. Ne demek aynı değilsiniz ya! Hep beyaz oluyorsunuz sizde!" diye çıkışırken haklıydım karşımdaki kişinin haksız olduğunu biliyordum.

"Orası rönesans döneminden olduğu için rengarenk ki, hem orada tek boya yok ne güzel melek tasvirleri var. Bir de sen kendine bak! Bomboşsun lan! Sene de bir BİM'e gelirse tavan boyası alırlarsa o da gelip boyuyorlar! Gelmişsin bana ben herkesten farklıyım diyorsun!"

Yatığım yerden sinirle tepinirken dudaklarımı da büzmeden edememiştim. Gelmiş bana farklı olduğunu belirtiyordu. Ulan ben buna İnanır mıyım? İnanmam.

"Farklılık konusunda bana bakmalısın canım. Ne demek o? Ulan bu bedende farklı bir insanım ben. Başkasının bedenini çalmışım gelmiş bana uyduruk uyduruk kelimeler uyduruyorsun! Bi siktir git!" çıkışırken götümü dönüp yüzümü yastığa gömerken, kapıdan gelen sesle homurdanmadan edemedim. Bir yalnız bırakmamıştı bu mallarda beni ya.

Arkadaş kaçırdınız işte daha ne istiyorsunuz be! Yok bunlar benim ruhumu da sömürecekti.

"Ne var be! Ne var!" diye bağırırken hışımla yataktan kalkıp kapıdaki kumral beyefendiye baktım.

Ha Deniz'in sevgilisiymiş. Kalender omuzunu kapının kirişine yaslamış kollarını da göğsünde bağlayarak bana tatlı tatlı bakıyordu. Bu adamın aşkı da bana yüktü yemin ederim. Beni kaçıramamıştı, çünkü iki saat boyunca Bilal'cimin kafasını ütülemiştim, o da beni yanından ayırmamıştı. Kimse kusura bakasın normal zamanda üçlü olsun güçlü olsun derdim ama bir tarafımda Niccolo diğer tarafımda Kalender olursa yemin ederim tostçu Mahmut'un kaşarı olarak pestilim çıkardı.

"Sen kime kızdın yine?" Kalender'in kadifemsi sesiyle sorduğu soruyla dumura uğramıştım.

Cidden benim kızgınlığım sebebi neydi?

Kaçırılmam mı?

Yoksa benim olmayan ama aynı zaman da benim olan sevgilin olması mı?

Ya da benim olan ama aslında benim olmayan sevgilimi başka bir tehlikeli mafyayla aldatmam yüzünden mi?

Aile Hikayesinin Piçi Oldum!Where stories live. Discover now