AHPO - 1. Bölüm

2.9K 199 183
                                    


İyi Okumalar!



Elimdeki telefonun kırık ekranına bakıyordum. Wattpad'e okumadığım yeni aile konulu hikâye kalmamıştı. Etiketlere bakıp 'erkekversiyonu'na bastığımda yine kırk tane hikâye bulmuştum. Birkaç tanesi hariç diğerleri yirmi bölümü geçmiyordu ki, konular genellikle aynıydı. Oğlan fazla nazik, narin önceki ailesinden şiddet görmüş ya da yetimhanede şiddet görmüş ana karakterlerdi.

"Bu yazarlar ana karaktere acı çektirmeyi çok seviyor cidden!" derken sinirlenmeden edemiyordum.

Çocuğa zaten önceki ailesinde mutlu etmiyordunuz bari yeni ailesi önyargısız davransaydı. Yok ila ana karakteri önceki piçle aynı kefeye koyacaklardı.

"Meymenetsiz abiler!" ben söverken sıradaki 'Kelebek Adam' hikayesine gözüm takılmıştı. Bu hikâyenin de sürekli kapağı değişip duruyordu. İlk otuz bölümünü okuyup bırakmıştım.

Sabırsız biriydim ne var yani! Her gün yeni bölüm gelmiş mi diye bekleyeceğime kitabın bitmesini bekliyordum. Biliyordum böyle yazara kötü yapmış gibi oluyordum. Ama hikâye cidden hoşuma gitmişti çünkü, anladığım kadarıyla bu hikâye diğerlerinden daha farklıydı çünkü benim üzümlü kekim olan Kenan'ın ailesi yerine Karadeniz'in köylerinde sevdiğiyle olması daha iyi olurdu.

"Acımasız yazar!" Kenan'a yapmadığını bırakmamıştı. Zaten ilk bölümden bütün moralimi bozmuştu pislik. Kenan'ımı nasıl kanser edersin sen ya! Bir de dermanı da yoktu melek gibi adamdı. Şerefsizlik değil de neydi bu! Zaten gerçek hayata iyi insanlar yaşamıyordu bari burada yaşasaydı! Yok olur mu? Yazar o zaman neyden beslenecek.

İlla bir kan, vahşet, ölüm olacaktı.

Özlemiştim soft sevgileri. Ama tık yoktu. Bütün yazarlar resmen şiddetten yanaydı.

Ne vardı, normal insanlar gibi yaşantısı olan insanlarında hikayesi olamaz mıydı?

Ama ne demiş ünlü şair Ahmet Poyraz Karayel 'Tarih yalnızca mutsuzlar yazar' çok doğruydu. Kenan'ın hayatı gerçek olsaydı yemin ederim Netflix belgeselini çekmek için kendisini İllavettin Holding'e satardı.

"Orospu çocuğu Deniz!" diye sövmeden duramadım ama şimdi Kenan'ım olsaydı, o uzun parmaklı ama damarlı kocaman elleriyle dudaklarıma vururdu.

Ergenliğimin zirvesindeydim resmen.

"Çöpleri attın!" diye bağıran annemle elimdeki telefona hüzünle baktım.

Bölümleri daha yeni 60 olmuştu. Ama biraz daha bekleyecektim. Yazar elinde sonunda final verecekti yani vermeliydi. Bütün aile hikayeleri 60 demeden final veriyordu. Bu yazar niye bu kadar konuyu uzatıyordu abi. Mutlu et bitsin işte. Sonu mutlu bitecekti, diğer hikayelerdeki gibi. Aile hikayesiydi neticede. Herkes burada aslında mutlu aile ilişkisi görmek istediği için okuyordu ama bu yazar resmen bir aile nasıl olmaz adlı nutuk yazıyordu millete.

Dizi olsa tadından yenilmezdi. Bütün aile severdik biz böyle Kırmızı odadan çıkma hikayeleri, altına da şu ünlü Psikiyatristin adını attın mı, bütün ev hanımları düşerdi ki, biz de Kenan'a düşerdik. Tabi Zait abisi de vardı. Abim canım abim!

"Kime diyorum ben! Şu çöpleri atın kapıcı gelmemiş!" diye bağıran annemle elimdeki telefona veda edip yatağım olan çekyatın üstüne bırakıp mabedim olan topu topu 9 metrekare olan odamdan çıktığımda yerdeki halı çıplak ayaklarıma farklı bir his veriyordu.

"Atıyorum!" diye bağırıp küçük ama uzun olan holü geçip dış kapıyı açtığımda kapının önündeki çöpün İstanbul çöplüğüne döndüğünü görünce yüzümü buruşturup, düşen şortumun belinden tutup yukarıya çektikten sonra çöp kovasının demirinden tutup diğer elimle de yanında dağ olmuş siyah çöp poşetini de elime alıp evden çıktım.

Aile Hikayesinin Piçi Oldum!Where stories live. Discover now