22. Bölüm

111 13 9
                                    

Siyah kazağımın kollarını kollarımdan geçirir iken içimde bir huzursuzluk vardı. Çünkü sabah uyandığımda Tom'u görememiştim. Tuvalettede de değildi. Neredeydi acaba?

Giyinip saçlarıma biraz şekil verdim. Bugün bir değişiklik yapıp saçıma ufak tokalar ekledim. Sarı saçıma gümüş renk çok yakışmıştı.

Yüzüme de biraz şekil verip hızlı adımlar ile odadan çıktım.

Önüme gelen odalara daha doğrusu bildiğim odalara bakarken gözlerim her ne kadar Tom'u arasa da görememiştim. Nereye kayboldu ki acaba?

Aramak için aşağı kata indiğimde bir odada yoğun bir şekilde ses geliyordu. Evde de kimse yok. Yükses bir konuşma sesine benziyordu. Kimden gelebilir bu kadar ses?

Kapının önünde durup dinlemeye başladım. Sanırım bu alışkanlığımdan vazgeçmem gerek.

Diğerlerinin seslerinin arasından Tom'un sesi ağır basıyordu. Gayet rahatça duyabiliyordum.

Tom: Sizi neden buraya topladığı mı merak ediyor olmalısınız.

Tom merak falan diyince heyecan ile odaya daldım. Sanırım bunu yapmamam lazımdı.

Odaya girdiğim an korku ile olduğum yerde kala kaldım. Çünkü bir andatüm asalar üzerine doğrultulmuştu. Odada büyük ve uzun bir masa, masada da bir sürü insan vardı.

Tom: Durun! O sizin leydiniz. Ona zarar vermeyi aklınızın ucundan bile geçirmeyin.

Ordu: Bağışlayın lordum. Bilmiyorduk.

Masada oturan insanlar asasını indirip yerlerine oturdu. Çok zaman geçmeden Tom yanıma biraz daha yaklaşıp konuşmaya başladı.

Tom: Ne işin var burada?

Carinae: Seni göremeyince merak etmiştim. Ben de seni arayım derken ilk ses duyduğum odaya girdim ama hata yaptım sanırsam.

Tom: Yok ne hatası? Sen de katıl toplantıya istersen?

Carinae: Olur ama bir şey bilmiyorum.

Tom: Sorun değil. Yanımda otur sadece.

Tom'un sözü bitince gözlerimle etrafıma bakındım. Pek boş bie yer var gibi görünmüyordu.

Tom: Sandalyemin yanına bir sandalye daha getirin!

O kadar kişinin arasından sarı saçlı bir çocuk hızla ayağa kalkıp bir sandalye getirdi.

Sandalyeyi yerine bırakıp biraz eğildi. Ben sandalyeme otururken kulağıma bir şeyler fısıldadı.

X: Hoş geldiniz leydim. Emin olun sizi geldiğinize pişman etmeyeceğim.

Carinae: Ne?

Soruma karşılık alamadan yanımdan gitmişti. Ne demek pişman etmeyeceğim? Hem o kimdi ki? Ama şu an bu toplantıyı bozamazdım. Ne olduğunu anlamadan yerime oturdum ve konuşulanları dinlemeye başladım.

Yarım saat belki de bir saat sonra şu toplantı bitti. Muggleları öldürmek ile şeyler konuştular. Garip.

Herkes dağılıp gittiğinde biz de kahvaltıya oturduk.

Tom: Eee, nasıldı?

Carinae: Ne nasıldı?

Tom: Toplantı.

Carinae: Ha! İyiydi.

Tom: İyi.

Carinae: Bu arada bugün annemlere uğrayacağım. Capella ile konuşacağız.

Tom: Önemli bir şey mi?

Carinae: Hayır. Öyle klasik işte.

Tom: Tamam benim de bir kaç işim var.

𝐌𝐫𝐬. 𝐑𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞Where stories live. Discover now