4. Bölüm

261 22 15
                                    

Sabah uyandığımda saat epey geç olmuştu. Anlaşılan dün fazlasıyla yorulmuştum, şaşırtıcı değildi. Yatağımda doğrulup parmağımdaki gümüş yüzüğe odaklandım. Artık nişanlıydım.

Zaten geç olduğu için daha fazla oyalanmak istemedim ve duşa girdim. Duştan çıktığımda üzerime giyeceğim kıyafete karar verdim ve giyindim. Sonrasında masama oturup Saçımı kurutmaya başladım, sarı saçlarım çok güzel gözüküyordu. Her Malfoy gibi benim de sarı saçlarım vardı elbette.

Artık odamdan çıktığımda öğlen olmuştu. Babam çıkmış, abimse yakında okul açılacağı için odasında çalışmaya başlamıştı. Düğünümden 1 hafta sonra okullar açılacaktı yani daha 3 hafta vardı. Mutfağa gidip ev cinlerine yiyecek bir şeyler hazırlamalarını söyledim ve geri odama çıktım. Yaklaşık beş dakika sonra Dobby bana yiyecek bir şeyler getirdi ve karnımı doyurdum. Bu sene Hogwarts'taki son senem olacaktı bu yüzden hem üzgündüm hem de daha fazla çalışmam gerekiyordu. Daha fazla oyalanmadan ders çalışmaya başladım ve tam o sırada içeri annem girdi.

Narcissa: Ne yapıyorsun kızım?

Carinae: Okula hazırlık olması için ders çalışıyorum.

Narcissa: Tom ile konuştum buraya gelecekti hatta birazdan burada olur.

Carinae: Neden geliyor ki şimdi ne gerek vardı?

Narcissa: Kızım o senin nişanlın artık onu daha fazla görmeye alışmalısın.

O sırada aşağıdan gelen kapı çalma sesini duyduk. Büyük ihtimalle Tom idi. Ev cinlerinden biri kapıyı açtı.

Narcissa: Ben şimdi aşağıya iniyorum, sen de birazdan gel.

Carinae: Peki.

Onu daha fazla görmeye alışmalıymışım. Daha dün gördüm. 1 hafta önce hayatıma giren birisi için fazla değil mi? Aşağı inmek istemiyordum ve bunun için ders çalışmayı bahane edecektim. En azından bugünlük Tom'dan kurtulurdum. Gelemeyeceğimi söylemem için aşağı inmem gerekiyordu. Annem ve Tom sohbet ederken onları böldüm ve konuşmaya başladım.

Carinae: Biliyorsunuz ki yakında okul açılıyor, ben de bu yüzden ders çalışacağım. Bugün sizin yanınızda duramayacağım için üzgünüm.

Tom: Sorun değil, zaten ben de bir tekrar yapmak istiyordum.

Carinae: Nasıl yani?

Tom: Beraber çalışırız.

Bu da nereden çıkmıştı şimdi? Yapacak bir şey yok, çaktırmamam lazımdı.

Carinae: Aa evet, iyi olur. Duyduğuma göre derslerinde başarılıymışsın.

Odama çıkan merdivenlerden çıkmaya başladık. Yolu göstermek için ben önden gidiyordum. Odamın kapısına geldiğimizde kapıyı açıp elim ile içeri geçmesini işaret ettim ve ben de içeri geçtim. Çalışma masamın karşısında tek duran sandalyemin yanına bir sandalye daha ekledim ve oturduk. Benim isteğim üzerine tılsım dersine çalışmaya başladık.

Hava kararmaya başladığında artık bu kadar çalışmanın yeterli olacağına karar verdim.

Carinae: Yoruldum, bugünlük bu kadar yeterli olur sanırım. Hadi aşağı inelim.

Tom: Benden kaçmayı artık bırakmalı ve yakında evleneceğimizi kabullenmelisin. Hogwarts'a gidince aynı odada kalıp bunu kendimiz istemişiz gibi davranacağız. Beni sevmeni beklemiyorum ama öyleymiş gibi davranmayı yakında öğreneceksin.

Gerçekler tekrardan yüzüme tokat gibi çarpmıştı. Peki, belki de artık birbirimizden nefret etmek yerine birbirimize ısınmaya çalışmalıydık. İkimiz de kader arkadaşıydık, ikimiz de masumduk, ikimiz de böyle olmasını istemezdik.

Carinae: Belki de artık birbirimize alışmaya çalışmalıyız. İkimiz de istemezdik sonuçta böyle olmasını. Kader arkadaşı sayılır mıyız?

Tom: Elbette.

Tom lafını bitirince odada rahatsız edici bir sessizlik oluştu. Hem sessizliği bozmak için hem de Tom ile biraz vakit geçirmek için ortaya bir fikir attım.

Carinae: Yarın gelinlik bakmaya gidelim mi? Oradan doğru işimiz bitince de kafeye gideriz.

Tom: Ne oldu bana âşık mı oldun yoksa? Biraz önce beni görmemek için bahaneler uyduruyordun.

Carinae: Ben sana âşıksam sen daha da âşıksın. Yalnızca senin dediklerini dikkate almaya karar verdim. Birbirimizden kaçmayalım, ne de olsa nişanlıyız ve yakında evli olacağız.

Tom: Peki, yarın bizim malikâneye gel oradan doğru gideriz.

Carinae: Tamam.

Konuşmamız bitince aşağıya indik. Saat geç olduğu için Tom akşam yemeği yiyip öyle gitmeye karar verdi.

Lucius: Kızım yarın benimle geleceksin, işlerimiz var.

Carinae: Yarın müsait değilim. Sonraki gün gelsem olur mu?

Lucius: Sen benim sözlerimi ciddiye almıyor musun?! Hep gereksiz işler peşindesin!

Tom: Yarın Carinae bize gelecek. Siz de bize biraz saygı duysanız çok güzel olacak!

Babam Tomlara gideceğimi duyunca memnun olmuştu. Azıcık bile olsa beni dinlemediği için nereye gideceğimi bile sormamıştı. Kendimi bildim bileli babam abime ve bana hep soğuk davranırdı. Sadece çıkarı olduğunda bizi kullanmak için iyi davranıyormuş gibi yapardı. Tom ile beni evlendirdiğinde olduğu gibi.

Lucius: Tomlara gideceksen gidebilirsin. Sonraki gün benimle gelirsin.

Babam yine her zamanki gibi hoşuna giden bir şey olduğunda kabul etmişti. Şaşırmadım, onun normali buydu. İtibarı her şeyden kıymetliydi.

Yemeğin geri kalanı sessiz geçti, kimse konuşmadı. Tom da fazla yemeden kalktı zaten.

Tom: Geç olmadan uyu, yarın da erken gel. Beklemeyi sevmem.

Carinae: Emredersiniz.

Beni umursamadı ve kapıyı kapatmamın ardından yavaş adımlarda malikâneden uzaklaşmaya başladı. Ben de geç olmadan kendimi uykunun kollarına bıraktım...

Devam edecek

Bu hikayeyi arkadaşım ile yazıyorum onun da yazdığı hikayelere göz atabilirsiniz. Beni ve onu takip etmeyi unutmayın. Umarım beğenirsiniz.
Arkadaşım:



cchaeruniee

𝐌𝐫𝐬. 𝐑𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞Where stories live. Discover now