8. Bölüm

196 18 10
                                    

Sabah uyandığımda Tom yanımdan kalkmıştı. Dün gece bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Gelen su sesleri ile Tom'un duş aldığını ve su sesi kesildiğinde ise çıkacağını anlayıp uyuma takliti yaptım. Nedenini ben de bilmiyorum. Kapı açılıp Tom çıkınca sesleri daha net duymaya başladım. Bir süre sonra Tom giyinmiş, odadan çıkıyordu.

Onun ardından duşa girip, uzun bir duş aldım. Duştan çıkıp üzerime sade siyah bir tişört altıma ise gri bir eşofman giydim. Yavaş adımlar ile kahvaltıya indim. Yemek odasına girdiğimde kahvaltı hazır idi. Masanın başına oturmuş olan Tom konuşmaya başladı.

Tom: Sonunda uyanabildin.

Carinae: Sana mı soracağım? Bu arada Riddlelar nerede?

Tom: Sabah erkenden işleri çıktı, iki gün yoklar.

Carinae: Anladım.

Ben de oturdum ve Tom ile kahvaltı yapmaya başladım.

Tom: Bugün Hogwarts için hazırlanmaya başlasak iyi olur.

Carinae: Olur, kahvaltıdan sonra bavulu hazırlamaya başlarız.

Bir süre sonra kahvaltımız bitmişti. Odamıza çıktık ve bavullarımızı hazırlamaya başladık. Bavuluma en sevdiğim kitabı koyarak işe başladım, onu yanıma almam şarttı. O sırada gözüme sarı bir şey çarptı. Hafif parlak sarı renkteydi, kupaya benziyordu. Tom'a ne olduğunu sordum.

Carinae: O ne?

Tom tedirgin olmuş gibiydi. Böyle basit bir soruda hemen anlamsız bir savunmaya geçti.

Tom: Ney ne?

Carinae: Bavuluna koyduğun sarı şeyden bahsediyorum.

Tom: Ben bavuluma sarı bir şey falan koymadım. Kör müsün? İstersen bir göz doktoruna gidelim.

Neredeyse gözlerimle gördüğüm şeyden şüphe edecektim ama gördüğüme emindim.

Carinae: Madem öyle; çıkar, göster. Benim de aklımda soru işareti kalmasın.

Tom: Sana hiçbir şeyi kanıtlamak zorunda değilim.

Carinae: Peki, şimdilik öyle olsun ama unutma ben ne yapar eder öğrenirim.

Tom: Ben istemediğim sürece öğrenemezsin. Ayrıca çok uzattın, yok öyle bir şey dedim ya.

Carinae: Tamam, öyle olsun.

Umurumda değilmiş gibi davrandım ama aklıma koymuştum. Ne olduğunu öğrenecektim. Belki Tom bu kadar savunmaya geçmeseydi fazla merak etmeyecektim.

Yaklaşık yarım saat sonra bavulumuzu toplamayı tamamen bitirmiştik. Aşağı, mutfağa indim ve ev cinlerine iki tane kahve yapmalarını söyledim. Geri odaya çıkmamın üzerinden yaklaşık beş dakika geçmişti ve bir ev cini kahvelerimizi getirdi. Kitaplıktan rastgele bir kitap alarak okumaya başladım. Kitaplarım da diğer eşyalarım ile buraya taşınmıştı. Tom'un ve benim kitaplarım için büyük bir kitaplık vardı.

Kahvem bittiğinde kitabımı kapattım ve bardağı bırakmaya karar verdim. Tam kapıyı açacağım sırada Tom'un sesini duydum.

Tom: Aşağı inmişken benim de bardağımı götür.

Carinae: Sen bana emir mi veriyorsun? Git, kendin götür.

"Götürür müsün?" Bile dememişti. Tabii ki götürmeyecektim.

Tom: Lütfen bardağı benim için götürür müsün? Şimdi oldu mu acaba?

Nasıl yani? Biraz önce aklımdan geçirdiğim şeye mi cevap verdi o?

𝐌𝐫𝐬. 𝐑𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞Where stories live. Discover now