19. Bölüm

150 14 24
                                    

Carinae: Ne oluyor burada?

Capella: Balo varmış, Dumbledore biraz önce duyuru yaptı. Sen uyanamadın galiba?

Carinae: Evet, uyuyakalmışım. Balo ne zaman?

Capella: Pazar günü. Ondan sonra da tatile çıkıyoruz zaten ders işlenmeyecek. Herkes gidecek, ben ise burada tek başıma kalacağım.

Carinae: Anladım. Bak ne diyeceğim. Madem annenler evde yok, sen de bize gel. Burada kalmıştım bir tatil boyunca. Çok sıkıcı oluyor. Hem bizde sıkılmasın da.

Capella: Gerçekten mi?! Babama mektup yazacağım hemen. Umarım izin verir.

Carinae: Bize kaç kere geldin, tanıyor bizi. Neden vermesin?

Bir kere ailem evde olmadığı için tüm tatil Hogwarts'da kaldığımı hatırlıyorum. Şimdi bile hatırlayınca içime bir sıkıntı düşüyor. Arkadaşımın da aynı şeyi yaşamasına gerek yok. Hem o burada yalnız kalmaz hem de mâlikanede o olunca zaman hızlı geçer.

Capella: Eee, baloda giyecek elbisen var mı  bakalım?

Carinae: Evet. Her sene balo oluyor, bu sene de olacağı belliydi. O yüzden hazırlıklı geldim.

Capella: Güzel, ben de elbisemi getirdim. Bu hafta sonu herkesin alışveriş telaşı ile uğraşmamak çok güzel. Normalde olduğundan daha kalabalık olur kesin her yer!

Carinae: Kesinlikle. Çekilecek gibi değil!

Balo Günü:

Sonunda o beklenen gün gelip çattı. Herkes sabah erken saatlerde uyanıp hazırlanmaya başlamıştı ama Tom ve ben zaten fazla geç kalkmıyorduk. Bu yüzden normalden yarım saat erken kalkmamız yeterli olmuştu. Akşamdan giyeceğim kıyafetleri ayarlamıştım. Tam o gün yapacaklarımı planlarken bir anda beklemediğim bir soru ile karşılaştım.

Tom: Benimle eş olduğun için mutsuz musun?

Carinae: Bu da nereden çıktı şimdi?

Tom: Sanki mutlu değilsin. Başka biri ile olsan daha mı mutlu olurdun?

Carinae: Sabah sabah neden bunları soruyorsun bilmiyorum ama seninle olduğum için pişman değilim. Okuldaki çoğu erkeğe göre daha iyisin.

Tom: Teşekkür ederim.

Tom aldığı cevaptan memnun olmuş gibi bir gülümsemeyle banyoya girdi ve giyeceği takımı yanına aldı.

Sabah sabah aklımdan ne geçerse onu söyleyeceğimi, yalan söyleyemeyeceğimi tahmin ederek gerçekte ne düşündüğümü bilmek için bunları soruyordu belki de. Ama saklamak istediğim bir şey olsaydı bunlar etki etmezdi. Gayet de saklardım. Ancak zihnime girmesi gerekirdi.

Bu düşüncelerden dolayı olsa gerek elbisemi giymem uzun sürmüştü. Aynanın karşına geçip kendimi incelemeye başladım. Elbiseyi almaya hızlı karar verdiğim için fazla düşünme ve seçme fırsatım olmamıştı. Ama şu an anladığım üzere gayet güzel bir seçimdi.

Siyah ve saten kumaştan yapılan elbise dizlerimin oldukça aşağısına doğru uzanıyordu lakin dizlerimin hemen üstünde bulunan derin bir yırtmaç vardı. İnce siyah askıları ayağımdaki yine ince parçalardan oluşan siyah ayakkabı ile çok güzel bir uyum sağlıyordu. Elbisemle aynı renk olan ayakkabılarımı kolay dans edebilmek adına fazla topuklu seçmemeye özen göstermiştim.

Şekil verdiğim sarı saçlarım siyah elbisemin üzerinde hoş bir görüntü oluşturuyordu. Açık renk saçlarım koyu renk kıyafetlere çok yakışıyordu. Bu yüzden elbisemi bilerek koyu bir renkte seçmiştim.

𝐌𝐫𝐬. 𝐑𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞Where stories live. Discover now