7. Bölüm

213 18 25
                                    

Güneş ışınlarının gözlerime çarptığını hissetmemle gözlerimi açtım. Bugün gençliğimin bittiği gündü, bugün düğün günümdü.

Tom ile seçtiğimiz gelinlik bana bakıyordu. İsteksiz isteksiz yatağımdan kalktım, elimi yüzümü yıkadım. Kahvaltımı yapmak için aşağı indiğim sırada babam yüzüme bile bakmadan konuşmaya başladı.

Lucius: Nasıl hissediyorsun? Heyecanlı mısın?

Carinae: Heyecandan çok stresli ve mutsuzum.

Odama doğru çıktım. Stresimi atmak için duşa girdim. Duştan çıkıp bornozumu çıkarmadan bir kitap okumaya başladım. O sırada içeri abim girdi.

Draco: Çekime gidecekmişiz, ben de yeni öğrendim. Seni bekliyorlar fazla oyalanmadan hazırlan.

Carinae: Şimdi mi akıllarına gelmiş? Peki, hazırlanıyorum.

Annem gelinliğimi giymeme yardım etmek için odama geldi. Gelinliğimi giydikten sonra saçımı yaptım ve makyaja başladım. Makyajımı bitirdikten sonra abimlerin yanına indim ve çekimin yapılacağı yere gittik. Tomlar daha gelmemişti. Bizi fazla bekletmeden geldiler. Tom'un üzerinde beraber seçtiğimiz siyah takım vardı, ona çok yakışmıştı. Yakışıklı olduğu için değil ben seçtiğim için. Fotoğrafçı yanımıza geldi ve konuşmaya başladı.

Fotoğrafçı: Hoş geldiniz, birazdan çekim için sizi alacağız.

Yaklaşık on dakika sonra fotoğrafçı Tom ve beni çağırdı. Arka plan gerçekten çok güzeldi. Fotoğrafçı vereceğimiz pozları bize anlatmaya başladı. Sadece fotoğraf çekineceğimizi sanıyordum ama fotoğrafçı bizden çok yakın pozlar vermemizi istiyordu. Bilmiyordu ki birbirimizi sevmediğimizi. İstemeye istemeye birbirimize yaklaştık ve fotoğrafçının dediklerini yaptık. Rol yapmaya alışmamız lazımdı, zaten artık alışmıştık. Bir an önce bu anın bitmesini diledim.

Fotoğrafçı: Bu kadar ayrı durmayın, biraz daha birbirinize yaklaşın.

Tom: Bence gayet yakınız. Artık çekseniz de bitse mi?

Fotoğrafçı: Peki, sizin fotoğrafınız sonuçta. Siz nasıl istiyorsanız öyle olsun.

Yaklaşık yarım saati Tom ile fotoğrafçıda geçirmiştik. Çıktığımızda düğüne bir saat vardı. Ailelerimiz ile birlikte düğünün olacağı yere gittik. Ailelerimiz gelen davetliler ile ilgilenirken bir düğün başlayana kadar duracağımız odadaydık.
O sırada içeri Tom'un büyükannesi ve büyükbabası içeri girdi.

Tom'un büyükannesi: Demek gelinimiz sensin. Seninle tanışamamıştık. Pek de güzelmişsin.

Carinae: Teşekkür ederim. Tanıştığımıza memnun oldum.

Tom'un büyükbabası: Birazdan düğün başlayacak, biz gidelim. Sizinle de daha sonra uzun uzun konuşmak isteriz.

Tom: Biz de.

Düğünün başlamasına beş dakika kaldığımda iyice stres yapmıştım. Derin nefesler alarak kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Ve görevliler gelip şarkının başlaması ile bizim de dans etmeye başlayacağımızı söyledi.

Tom: Koluma gir. Gülümse ve hiçbir şey belli etmemeye çalış.

Carinae: Sen de.

Derin bir nefes alıp sahneye doğru yürümeye başladık. Her bir adımımızda sesler, müzikler yükseliyordu. Bu beni daha da çok streslendirmişti. En son sahneye çıktığımızda sanki müzik sesi biraz daha yükselmişti. Herkes bize hayranlıkla bakıyordu. Müziğin ritmi gelince dans etmeye başladık. Dansın sonuna doğru nefes alış verişlerim düzene girmiş ve sakinleşmiştim. Tom'un da durumu benimkimden  farksız duruyordu. Dans boyunca ağızımızı bıçak açmamıştı. Tom bir ara bir şey diyecekmiş gibi oldu fakat demedi. Dansımız bittikten sonra herkes deli gibi alkışlayıp  gülüyordu. Ben tam sahneden gidecekken Tom kolumdan tuttu. ''Ne yapıyorsun?'' der gibi baktığımı görünce konuşmaya başladı.

𝐌𝐫𝐬. 𝐑𝐢𝐝𝐝𝐥𝐞Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang