BÖLÜM 15: İZLER

57 11 46
                                    

Merhabalarr, bölüme başlamadan önce oy ve bir kalp bırakır mısınız? İyi okumalarr...🌸💗

✿ ❁ ✿ ❁

Demirhan karşımdaydı. Yerde, öylece yatıyordu. Kana bulanmış gömleğinin, önü yine açıktı.Tek fark açtığı kısımlar artık bembeyaz teni ile örtülü değildi. Morarmış ve kanlar içindeydi göğsü. Sadece bakmakla yetinebiliyorken, tüm vücudundaki izler, gözüme çarpıyordu.Görünen kısımları bile bu kadar yara bere içindeyken, görünmeyen kısım şimdiden beni korkutuyordu.Saçları dağınıktı, onu böyle görmeye hiç alışık değildim. Yanına hızla gidip, eğildim. Dizlerimin üzerine çöktüm. Yaklaştığımda, üzerinde kan kokusu olması gerekirken, hâlâ dalin kokuyordu saçları. Benim gibiydi. Odunsu parfümünden vazgeçmezken, saçına kullandığı dalinden de vazgeçmiyordu. Bu kadar kanın içinde nasıl hâlâ böyle temiz kokabilir bir insan? Baygınken bile siması sertti. Sağ eli dikkatimi çekti. Beterdi. En çok da sağ eli beter haldeydi. Bakamayacaktım, nedeni bilinmez, onu böyle görmek canımı yakmaya bir sebepti.

✿ ❁ ✿ ❁

(Demirhan'ın anlatımı ile)

“Lavin...” diye mırıldandım. Gözlerimi açamayacak haldeyken,kendime gelebildiğim an, kokusundan tanıdım onu. O mu gelmişti şimdi? Beni bu hâlde mi görmüştü?

Gözlerimi yavaş yavaş araladığımda, “UYANDI!” dedi heyecanla. Sesindeki heyecan, uyanmış olmamın verdiği heyecan mıydı? Hep böyle bayılıp uyanabilirim! Şu sesin güzelliği...ah Lavin!Şu haldeyken bile iç sesime hakim olamıyorum. Yatakda kıpır kıpırdı. Konuşacak gücü henüz toparlayamamış, kendime tamamen gelememişken, yatakda bir canlı daha belirdi. Oturdu. Erkek kokusu! Gözlerimi açamazken bir anda iyice açtım. Karşımda sarı bir herif duruyordu.

“DEMİRHAN!” diyerek Lavin, adama olan tüm dikkatimi dağıttı. Yüzüne baktım, endişe vardı yüzünde. Korkuyordu. Korkutmuştum onu, bu hâlde beni görmesi iyi olmamıştı onun için. “İyi mi Bülent?” diye solumdaki herife sordu. Bana sorsana. Ben ne güne duruyorum? İyiyim işte. Çok iyiyim. Fazlası ile!

“İyiyim!” diyordum ama sesim hiç de öyle gelmezken Lavinya'nın inanması imkansız gibiydi. “Elin çok kötü olmuş, hastaneye gidilemeyecek bir durum olduğunu sezdim. Onu çağırdım.Ama gitsek iyi olacakmış.” dedi. Hızlı konuşuyordu. Hâlâ mı korkuyordu? Peki neden? Gözlerindeki korku, incitiyordu beni. İşkence edilircesine dövülürken, böyle canım yanmıyor gibiydi.

“Hastaneye gidilirse daha iyi olur. Nasılsın Demirhan?” dedi adı Bülent olan sarı. “Gayet iyiyim ben.” derken doğrulmaya çalıştım. Başaramadım, vücudumdaki yaralar zaten zorlaştırırken, elimin ağrısı dinmiyordu.

“Şimdi diyeceksin ki bu adam kim?.. ” Lavinya'nın cümlesine devam etmesine izin vermeden atladım. Evet, kim olduğunu merak ediyordum. “Evet.Kim bu?” diyerek gözlerimi Bülent denene kaydırdım. Ve tekrar Lavinya'ya döndüm. “Doktor.” dedi kısaca. Güzel cevaptı. Yetersiz olan cevabın üzerine , gerekliymiş gibi   ekledi Bülent denen.

“Sevgilisi olan doktor. Yani eski sevgilisi.” dediğinde bakışları önce Lavinya'daydı, sonra ise bende. Eski sevgilisini, benim pansumanım için mi çağırdı buraya? Üstelik numarası hâlâ var mıydı yani? Lavinya'ya baktım.“Hayır, öyle değil.” demesini bekledim. Ama olmadı. Dilinden dökülen tek şey “Elin acıyor mu?” oldu. Elleri elime uzandı. İki eli ile kavradı elimi. Küçüktü. Benim elime göre fazlası ile küçüktü. Ben mi çok büyüktüm, o mu çok küçüktü algılamakda zorluk çekerken bir yanda elimi tuttuğu anın hissi, bir yanda yanımızda duranın, bana pansuman yapanın eski sevgilisi olduğu kafamda yankılanıyordu. Rahatsız ediciydi. Elimdeki kemiklerin acısını hiçe sayarak elimi çektim. “Nasıl getirdin buraya kadar beni sen?” dedim. Düşündüğüm şeyin olmaması için dua ediyordum. Derken konuştu sarı. “Ben yardımcı oldum. Panikle beni aradı. En üstte ben vardım sanırım.” dediğinde hâlâ gözleri Lavinya'daydı. Saygı çerçevesinde kalmalısın oğlum. Sus Demirhan! O çeneni kapa! Belli etme. Sus. Kıskanmadın. Senin olmayanı neden kıskanasın?! İç sesim yüzüme yansıyordu sanki. Çünkü Lavinya, bana garip bakıyordu.

Eğer İzin VerirsenWhere stories live. Discover now