BÖLÜM 2: YILLAR SONRA

141 17 46
                                    

11.07.2019
(Geçmiş)

Lavinya'nın kolundan tutan birisi olmasa hayatta olamayacağı o günün üzerinden tam beş buçuk ay geçti. Lavinya hayatına devam etmeye çalışırken, Demirhan edemedi. Çünkü annesinin intihar ettiği yere hep giderken, ilk defa annesine benzeyen, kaderi aynı olan birini görmüştü. Engel olmuştu ona. Hayata yeniden tutunmasına sebep oldu belki de. O günden sonra "Acaba o kız ne yapmıştır?Gerçekten vazgeçmiş midir canına kıymaktan?" diye düşünüp durdu kendi kendine hep. Sorularının cevabı beş buçuk ay boyunca hep karşılıksız kaldı. Ama gördüğü kız o kadar çaresizdi ki, bakışlarında bile annesini hatırlıyordu Demirhan. Artık annesi ne zaman aklındaysa, Lavinya da öyleydi. Art niyeti yoktu, olmadı. Tek düşündüğü "Acaba yaşıyor mu?" oldu. Sorularının cevabını kendi kendine veremezdi. Gerçekten kaynağından öğrenmeliydi.

Belki de gitmeliydi oraya. Yetimhaneye. Gidip görmeliydi, kendi gözleriyle. Ama yanlış anlaşılmakdan korktu. Şimdiye kadar bekledi. Vakti gelmişti Demirhan için.

✿✿✿

Rüzgar ve Bade gibi, diğer arkadaşları gibi, hatta Lavinya'nın zorbaları gibi. Lavinya'nın da zamanı gelmişti. Tam bugün çıkıyordu yetimhaneden. Bade Lavinya'dan 1 ay önce çıkmıştı. 1 ay büyükdü Bade. Tabii Bade o sırada boş durmadı. Lavinya'yı güzel şeyler bekliyordu. Elindeki kocaman bavulu ile kapıya doğru yürüdü Lavinya. Artık özgürlük zamanıydı. Gerçekten özgürdü. Kapıdan yavaş adımlarla çıktı. Tek değildi, Ateş'i de yanında götürüyordu. Bade ve Rüzgar ise arabaya yaslanmış vaziyette Lavinya'yı bekliyorlardı. Gördüklerinde hızla Lavinya'nın yanına gittiler. Sarıldılar. Her zaman olduğu gibi.

"Yeni bir hayat Lavinya. Bizi bekliyor." dedi Bade. Hiçbir şeyi ciddiye almayan, tek bildiği sadece konuşmak olan Bade'nin gözlerinden yaşlar akıyordu. Bade'nin gözyaşları yüzünden Lavinya da kendine hakim olamıyordu.

"Herşey güzel olacak, umarım..." dedi Lavinya. Evet, özgürdü. Ama hâlâ mutlu değildi. Olamıyordu, ve nedenini çözemiyordu.

Rüzgar Lavinya'nın bavulunu alırken Bade Lavinya'nin ellerinden tuttu. "Gitmeden önce bilmen gereken birşey var."

"Umarım güzel birşeydir."dedi Lavinya. Kötü olan şeylerden olabildiğince uzak kalmak istiyordu.

"Küçükken olsaydı, güzel olabilirdi." dedi Rüzgar.

"Anlamadım?" dedi Lavinya. Birkaç saniye sonra açıklamaya gerek kalmadan, arabanın içinden Lavinya'nın annesi Sema çıktı.
"Kızım!" Lavinya'ya yaklaştı Sema. Sarılacaktı. Ama Lavinya izin vermedi. Geri çekildi.Kolundan ittirmedi ,ittirebilirdi.Ama dokunmak bile istemedi. Annesi hala çok genç duruyordu. Gördüğü an hatırladı. Çok küçük olsa bile hatırlayabildi. Ama yaptığını da unutmuyordu. Babasızlığın verdiği acı ile sınanırken annesi de onu bırakmıştı. Nasıl unuturdu? Unutamazdı. Unutmadı. Derin bir sessizlik oluştu, Bade ve Rüzgar, anne-kız arasında kalmışlardı. Tam ortalarından onları izlediler. Karışmak istemediler. Sema'nın yüzünde acı vardı, keder vardı. Yıllar sonra kızına sarılmak istediğinde, kızı izin vermemişti.Sessizliği bozan Lavinya oldu.

"Seni tanımıyorum."

"Annen.Annen ben...Kızım! Nasıl unutursun beni?Hatırlamadın mı beni?" gözleri doldu Sema'nın. Kızının onu hatırlamadığını düşündü. Ama maalesef. Hatırlıyordu. Kötü olanda buydu. Lavinya,affedebilecek miydi?

Lavinya ağlamaklı bir sesle konuştu. "Ya 13 yıl. Koskoca 13 yıl geçti. Utanmadın mı? Kızım demeye utanmadın mı? Ya buraya gelmek! Nasıl bir cesaret sendeki?" öfkeliydi de ama gözlerindeki hüznü görmek de imkansız değildi. Ağlamamak için kendini sıktı. Başaramadı. Ağlar ağlamaz, beyaz teni kıpkırmızı olmuştu, burnu, yanakları, gözleri... hemen kızarırdı ağladığı zaman.

Eğer İzin VerirsenOù les histoires vivent. Découvrez maintenant