BÖLÜM 4: ÇAMUR

94 14 57
                                    

"Lavinya!Lavinya..." Bade muhtemelen o kadar uzun süredir sesleniyordu ki en sonunda kollarımdan tutup sarsmaya başladı. "Bizimle misin Lavinya?"

"Hıh!" dedim kendime gelmeye çalışarak.

"Diyorum ki neredesin? Burada değil gibisin. Başka bir evrende gibisin şuan." dedi Bade. Yemin ederim haklıydı, anlık olarak başka bir evrene ışınlanmışım gibiydi. Aklımda sadece o an beliriyordu, Demirhan denen çocuğun birden belirip kolumdan tuttuğu an. Yapacağım şeyin farkına varmamı sağlamıştı. Hem de hiç tanımadığı birisi için bu kadar çaba vermişti.Kim tanımadığı birisi için o kadar dil dökerdi ki? Bence kimse. O hariç.

"Uykum geldi de benim. Ondan sersemledim."

"Bana daha çok farklı bir evrene ışınlanmışsın falan gibi geldi. Bildiğin dalmış gitmiştin."

"Yok." Zeynebe döndüm.Gözlerim doldu. Baktıkca ağlamak geliyordu içimden. Gerçekten biz ne yapmıştık böyle?Evimiz olan çocukları, yıllarca ziyarete hiç gelmemiştik. Anneleri ve babalarından hiçbir farkımız kalmamıştı resmen. "Özür dileriz Zeynep.Biliyoruz özürle olmaz. Ama..." devam edemedim. Zeynep izin vermedi. İyi ki de vermedi. Sımsıkı sarıldı.O sarıldığı an küçük Zeynep aklıma geldi.Anılarımız aklıma geldi. Hepsi saniyelik gözümde canlandı. Bade dayanamadı, o da katıldı. Eski günlerdeki gibiydik. Tek bir eksik vardı ve o da geldi. Rüzgar...

"Hanımlar! Bensiz mi sarılıyorsunuz?" diye daldı ortama. Zeynep ise Rüzgar'ı görünce hepimizi bırakmıştı. Ee Rüzgar da sevilirdi. Huysuz köpek. Vallahi huysuzdu küçükken. Şimdi içimden bu huysuz köpek kelimesini geçirdiğimi duysa küçüklüğüne geri döner kolumdan ısırırdı valla. Ama başkasının yapmasına izin verir miydi? Asla. O zaman işte vatan savunur gibi savunurdu. Benim yüzümden ne azarlar işitmediki...

(5 Ağustos 2007)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

(5 Ağustos 2007)

"Buldum seni işte. Çık şuradan, mızıkçılık yapma Lavinya." dedi Rüzgar.

"Huysuz köpek!"

"Ben miyim köpek?"

"Sensin köpek.Sensin!Kim olacak?" dedi asıl şuan herkesden daha huysuz olan kız. Kaşları çatık çatık ağacın arkasından bakıyordu öylece. Hala saklandığı yerden inatla çıkmıyordu.

"Köpek nasıl olunur gösteririm sana!" Rüzgar'ın hareketlenmesi ile birlikte Lavinya da koştu.Korksa da lafını esirgemezdi. "Köpek diye boşuna demedim. Köpek. Huysuz hemde!"

"Gel!" ısıracaktı Rüzgar. Lavinya her bunu dediğinde o da bunu yapmakda ısrarcıydı.Tam Lavinya'nın kolunu tutacaktı ki minik kız yere yapıştı. Rüzgar'ın sinirli ifadesi kayboldu. Yerdeki zavallı kıza bakakaldı öylece. Ağlamadı Lavinya. İlk düşüşü değildi. Düştüğünde yanında olacak ailesi yoktu zaten. Ama bu sefer Rüzgar vardı, Bade vardı.Etrafta top oynayan çocuklar, ip atlayan kızlar... hepsi toplandılar. Yardım etmek için değildi, çamurun içine düşmüş olan minik kızla dalga geçmek içindi. Her tarafı çamur olmuştu. Özellikle de saçları. İşte şimdi ağlayabilirdi. Başında gülen çocuklara ilk tepki Rüzgar'dan geldi. Çocuklardan birini ittirdi ve gerekli tepkiyi ortaya attı. Sıra Lavinya'yı kaldırmakdı. Elini uzattı. Lavinya ise...

Eğer İzin VerirsenWhere stories live. Discover now