•38. KARANLIĞIN IŞIĞI

44 5 61
                                    

Tom Protiff, Rise

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

Tom Protiff, Rise

Dktt, dilerim ki

Emre Fel, Veda türküsü

~

Biz onunla çok darbeler almıştık. Bazen birbirimize kaçmış, bazen birbirimizden kaçmıştık. Biz hep kaçmıştık ama. Ya ben kaçırdım, ya o kaçardı. Ya o hayatımızı tepetaklak eder, bazen. Bazen o gider, bazen ben. Bazen ben hata yaparım, bazen o. Bazen o beni bir uçuruma sürüklerdi, bazen ben onu sürüklerdim.

Geçmiyordu. Zihnimde ki o görüntüler gitmiyordu. O gerçekti. Yaşanacaktı. Bir şey olacaktı ve buna ikimizde müdahale edemeyecektik.

Bundan korkuyordum zaten. Ondan ayrılmaktan, ondan ayrı kalmaktan. Mesela neden Altay bakıyordu bizim bebeklerimize? Ben neden yoktum? Ben neden gitmiştim onlardan?

İki ay geçmişti. Artık doğum zamanını bekliyorduk. Karnım fazlaca şişmiş, hareket edemez olmuştum.

Esila ve Çağan'da buradaydı. Esila doğuma yardım etmek için gelmişti. Çağan'da onu yalnız bırakmamıştı.

Yavaşça yataktan kalktım ve aşağıya indim. Aşağıdan kusma sesleri geliyordu. Burukça gülümserken bu kişinin Esila olduğunu biliyordum.

Esila hamileydi.

Daha dün öğrenmiştik bunu. Buraya geldiğinden beri hamilelik belirtilerini herkes fark etmişti. Bende artık test yapmamız gerektiğini söylemiş, test almıştık.

Ve sonuç Esila'nın bir bebeği olacaktı.

Çağan havalara uçmuştu. Baba olmayı o kadar istiyordu ki, onun sevinci bana Altay'ı hatırlatmıştı. O da çok sevinmişti. Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım.

Bu geçen iki ayda ise hiç birşeyi belli etmedim. Korkularımı, endişelerimi... hiç bir şekilde belli etmedim. Altay fark etmiş miydi bilmiyorum ama bana her zaman destek oluyordu. Doğum geldiği için korktuğumu biliyordu.

Aşağıya indiğimde Altay'ı mutfaktaki masaya oturmuş, sigara içtiğini gördüm. Beni gördüğü an elinde ki sigarayı küllükte söndürdü.

Ona bakarken korkumu ona çıplak gözlerle gösterdim ama ikimizde hiç bir şey söylemedik.

Gülümseyerek elimi karnıma koydum ve Altay'ın yanına gittim. Kalçamı dizine koydum ve ellerimi boynuna sardım. Altay dudaklarını boynuma gömmüş, öpücükler konduruyordu. Kıkırdarken "Altay dur," diye güldüm. Altay umursamadı ve beni öperek gıdıklamaya devam etti.

Sonunda durduğunda gülerek ona baktım. Bana en güzel gülümsemesini sunarak "Günaydın bebeğim. Ya da bebeklerim desem daha iyi olur." dediğinde eli çoktan karnıma gitmiş okşamaya başlamıştı.

KIRIK KALPLEROpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz