28.bölüm

299 17 1
                                    

"Bebeğim?!"
Sesi çıkmadığında elimdeki telefonu kapatarak ayağa kalktım.
"Geldim! Geldim aşkım!"
Odasından çıkarken elindeki çantayı aldım.
"Sadece birkaç şeyi kontrol ettim. "
"Üstünü de mi değiştirdin?"
"Hm hm... beğendin mi?"
Elbise giymişti. Elini tutarak etrafında döndürdükten sonra avucunun içini öptüm.

"Çok beğendim güzelim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Çok beğendim güzelim. İyi yapmışsın. Eteğin belini çok sıkmıştı."
"O eteği giymeyi seviyordum."
Sızlandığında gülümsedim.
"Aynısının bir beden büyüğünü bulacağım. Yanına aldın mı?"
"Hayır. Kirliye attım. Düşünmen yeterli Marcus."
Uzanarak yanağımı öptü ve yeni çıkmaya başlayan sakallarımı okşadı. Uzun çizmelerini ve kabanını giyerken çantasını elime aldım. Evden çıktıktan sonra kapısını kilitledi. Elimdeki çantasını alırken elimi tuttu. Parmaklarını parmaklarımın arasından geçirdi. Diğer elini de koluma sarıp tamamiyle koluma sarıldı. Saçlarını öptüm.

Arabaya ilerlerken bir anda kolumdan çıktı.
"Nereye-"
Yerdeki kediyi kucakladığında kaşlarımı çattım.
"Dikkat et çizmesin."
"Aşılı o. Ben veterinere götürmüştüm."
Kedi sırnaşarak Mary'e sürtündü. Mary'nin elbisesine hafif hafif tırnaklarını geçirirken esnedi.
"Sahiplenmeyi mi düşünüyordun?"
"Hem ev sahibim izin vermiyor hem de evde uzun süre yalnız kalacak. Bunlar beni tedirgin ettiği için sadece apartman bahçesinde bakıyorum."
Mary'nin çantasını arabanın arkasına bıraktım.

Kucağındaki kediyle birlikte yanıma yaklaştı.
"Sevmek ister misin?"
Kediye doğru baktı.
"Bak kızım bu Marcus."
Kedi kafasını bana çevirince boğazımı temizledim. Kediyi sallarken elimi kedinin kafasına uzattım. Kedi elimi kokladı, ardından kafasını elime sürttü. Mary kediyi öptükten sonra yere bıraktı.
"Eve almak ister misin?"
"Dedim ya aşkım alam-"
"Benim evime."
"Hm?"
"Beraber bakabiliriz. Yalnızca benim evimde duracak."
Mary kediye baktı. Kedi bacaklarımızın arasında geziniyordu. Kuyruğunu Mary'nin bacağına dolamıştı.
"Yine de evde çok yalnız kalacak."
"Sen bilirsin bebeğim."

♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡

Elimi ona uzattığımda hızla masadan atlayarak elimi tuttu. Kendi etrafında döndürdükten sonra belini sıkıca kavrayıp kendime çektim. Tahta kaşığı kendime mikrofon yaparken Mary belini kıvırarak boynumu kavradı. Kıvrak hareketlerle dans ederken ona ayak uydurmaya çalışıyordum. Ellerimi sırtına yerleştirdiğimde kendini geriye doğru atarak saçlarını savurdu. Boynundan öptükten sonra bacağını kaldırdı. Bacağını kavrayarak sıktım ve elbisesini sıyırdım. Şarkının bitmesiyle birlikte kıkırdayarak doğruldu. Biraz uzaklaşarak ocakta kaynayan yemeğe baktım. Altını kapattığımda Mary kafasını sırtıma yasladı.
"Eylül 25."
"Ne?"
"Doğum günün eylül 25 değil mi?"
Kaşlarımı çatarken tencereyi tezgaha bıraktım.
"Sanırım öyleydi."
Mary rahat hareket edebilmem için geri çekildi.
"Nasıl yani aşkım?"
"Uzun zamandır kutlamadım."

Sekreter Where stories live. Discover now