17.bölüm

880 36 0
                                    

"Tabiki seni kovmayacağım. Mary, bana bak!"
İrkilerek yüzüne baktım.
"Bana bağırmayın lütfen."
"Üzgünüm. Tamam. Sakinim. Neden böyle düşündüğünü açıkla."
"S-Siz beni öptünüz."
"İstemiyor muydun?"
"Ondan bahsetmeyeceğim! Sadece..."
Bana doğru bir adım attığında burnu yanağıma sürtündü.
"Neyden bahsedeceksin Mary?"
"Odaklanamıyorum."
Fısıldadığımda güldü.
"Kelimeler aklına mı gelmiyor?"
Dudaklarını dudağımın kenarına bastırdı.
"Evet."
Tekrar gülerek yanağını yanağıma sürttü. Çıkmaya başlayan sakalları tenime battı.
"Aklını başından mı alıyorum?"
"Hayır."
Büyük bir kahkaha atarak geri çekildi.
"Sen benim aklımı alıyorsun Mary."

Yutkunarak yüzüne baktım. Hala gülüyordu.
"Ciddi misin?"
"Evet."
Boğazımı temizledikten sonra gözlerimi kaçırdım.
"Yoruldun mu?"
Kafamı olumlu anlamda salladığımda çantamı boynundan geçirdi.
"Seni evine bırakacağım."

☆☆☆☆

Sıkıntıyla omuzlarımı düşürdüm.
"Ne yapacağım?!"
Aynadan çıplak üstüme bakarken yerdeki iç çamaşırlarımı ayağımla kenara çektim.
Ah, evet. Kendinden dolgulu elbiselerimden birini giyebilirdim.
Dolapta asılı askıları çekiştirirken telefonumun melodisi yükseldi.

Kolumla göğüslerimi kapatacakken elim sargıma çarptı. İnleyerek elimi çekerken telefonum kapandı.
Kapım sertçe çalınırken panikledim. Pijama olarak giydiğim tişörtü giyerek kapıya koştum.
"Geldim!"
Kapıyı hızlıca açtığımda Marcus Bey'le göz göze geldik.
"Telefonunu açmadın."
Yutkunduktan sonra boğazımı temizledim.
"Giyiniyordum."
"Şimdi hazır mısın?"
"Pek sayılmaz."
Elini alnıma uzattı.
"Bir sorun mu var?"
"H-Hayır."
"Bana öyle gelmedi."
Saçlarımı yüzümden çektikten sonra bana doğru üfledi.

"Kıyafet konusunda mı sorun yaşıyorsun?"
"Bir sorun yok efendim."
"Burada bekliyorum."
Gözlerimi büyüterek yüzüne baktım.
"Ne?"
"Bekliyorum. Giyin."
"Ama..."
"Ne ama?"
"Giyemiyorum."
Yüzü garip bir ifadeye büründüğünde dudaklarım gerildi.
"Sargından dolayı mı?"
Kafamı yukarı aşağıya sallarken Marcus Bey içeriye girdi ve arkasından kapıyı kapattı. Yere ayakkabıyla bastığı için dudaklarımı birbirine bastırdım.
Yeni silmiştim.
YERLERİ DÜN GECE SİLMİŞTİM.

Ayakkabılarına baktığımı fark edince hızlıca çıkarttı.
"Pardon. Fark etmedim."

☆☆☆☆

Elindeki kırmızı boğazlı kazağımı kollarımın arasına bıraktı ve arkasını döndü.
"O-Odadan çıkmak ister misiniz?"
"Bunu giy. Bakacağım."
Tedirgince arkamı döndüm. Tişörtümü çıkartıp kazağımı giydim. İçine iç çamaşırı giymediğim için göğüs uçlarım belli oluyordu. Kolumu göğsüme siper ettim.
"Bu olmadı."
Arkasını dönerek bana baktı. Göz göze geldik. Bileğimi tuttu.
"Hızlıca bakacağım."
"Yok."

Bileğimi çektikten sonra utançla dudağımı ısırdım.
"Ceketle durabilir misin? Üstüne bunu giysen olabilir belki."
"Çok sıcak olmaz mı?"
"Çıkart o zaman."
Kazağımın altından tutarak yukarı doğru sıyırırken elbiselerimin göğüs kısımlarına dokunuyordu. Parmakları göğsümün hemen altına sürtünürken siyah bir elbiseyi eline aldı.
"Bu işimizi görecektir."

Sekreter Where stories live. Discover now