11.bölüm

989 38 2
                                    

Eteğimi çekiştirdikten sonra çok hızlı yürüdüğünü fark edip yetişmek için peşinden koştum. Topuklu botlarım fazla ses çıkartınca adımlarını yavaşlattı. Ayakkabılarıma bir bakış attı.
"Neden spor ayakkabı giymiyorsun?"
"Yasak."
"Ne yasağı?"
"Şirket giyim kuralları beş santimden küçük topuğu olan ayakkabılar giyilemez."
"Şirket sahibinin baş sekreteri olduğunu unutuyorsun."
"Kurallar tüm herkes için geçerlidir."
"Senin için değil."
"Seslerinden rahatsız olduysanız üzgünüm."

Hesap verdiğim kişi sadece patronum olmuyordu. Giyim kurallarını çiğnediğimiz anda yönetimdeki birçok kişiyle karşı karşıya geliyorduk. Kendine özen göstermemek ve makyajsız gelmekte dahil olmak üzere her sabah...
Açıklama yapmamız gereken en az beş kişi...
Ve tabiki Marcus bunları takmıyor. Çünkü o şirket sahibi...
Haklısın Marcus. Yerinde olsam ben de takmazdım.

"... Demeye çalıştığımı anladığını düşünüyorum Mary."
S*ktir...
"Tabiki anladım efendim."
"Güzel. "

Odaya girdik.

Marcus karşısındaki adamla el sıkışırken Clara'nın yanına ilerledim. Yanağını sıktıktan sonra hızla Marcus'un yanına döndüm.
"Peter."
Adamın elini sıktım.
"Mary Cruet."
Adam yerine geçerken Marcus beni yanına çağırdı. Elime masadaki kurabiyelerden iki tane tutuşturdu.
"Köşede kemir."
"Teşekkür ederim efendim."
Hızla Clara'nın yanına ilerledim ve bir kurabiyemi ona verdim. Defterimi elime alırken Clara önüme gelen saçlarımı tuttu.

Clara ve ben eskiden aynı şirketteydik. Ceoyla çıktığı için kovuldu. Çünkü ceonun karısına yakalandılar. Sonrasında ben de şirketten atıldım ve buraya girdim. Zaten sadece üç gün çalışabilmiştik.

Clara'yla omuz omuza dururken sunum ilerledi.

Sunumun tam ortasında Peter üstüne kahve dökünce ayağa kalktı. Ağzımdaki bitmemiş kurabiyeyi hızlıca çiğnerken yanına ilerledim. Çantamdan çıkarttığım peçeteyi avucumda sıktım. Yanına ilerleyip gömleğini tuttum ve üfledim.
"Yandınız mı?"
"Çok sıcak sayılmazdı."
Nasıl sıcak değildi?
PARMAKLARIM KAVRULDU PETER.

Clara yanıma gelip peçetelerimi aldı. Peter'ın gömleğinin iki düğmesini açtım ve Clara, Peter'in göğsünü peçeteyle sildi.

Sekterlik biraz bebek bakıcılığı gibiydi.
Koca bebeklerin bakıcılığı...
Okumuş BEBEKLERİN bakıcılığı...

Bir aydır sekreterdim ve dört kere Marcus'un gömleğini değiştirmiştim.

Clara'ya yardımım bittikten sonra geri çekildim.
Marcus'un bakışlarını üstümde hissedince kafamı kaldırdım. Ellerini çenesinin altında birleştirmiş keskin bakışlar atıyordu. Kurabiyeyi sertçe yutup duvarın önünde durdum.

Sekreter On viuen les histories. Descobreix ara