Selam!
Bu sefer kendimi çok özletmeden geldim. Yeni bölümle karşınızdayım. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur.
Beğenilerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum.
Hepinize kucak dolusu sevgiler ben şimdilik gidiyorum ama geri geleceğim.
Benim için buraya bir kalp bırakabilir misiniz? 💓
(Bölüm Şarkısı: Kuan - Al Cenneti Çal Başına)
"Babası tarafından sevilmeye muhtaç kişilerin yarasını kimse iyileştiremez."
***
Hayat tesadüfleri seviyordu öyle değil mi?
Peki bu gerçekten bir tesadüf müydü yoksa tamamen yapılmış bir plan mıydı, gayet açıktı.
Selim, her zamanki gibi hayatıma bir yerden bir şekilde müdahale olmaya çalışıyordu. Gittiğim her yerde yine onun sorunlarıyla birlikte rezil oluyordum.
Üniversitenin ilk yılındaydık, Selim'le ilişkimizin henüz daha çok yeni olmasına rağmen ben çok aşık olduğumu ve aynı zamanda Selim'in de bana delicesine aşık olduğunu sanıyordum. Okuldan birkaç arkadaşıma söylemiş görüştüğümüzü. Kızlar bana gelip, Selim'le sadece yattığımı ve beni kullandığını söylemişlerdi. Üstelik bunu uyarırcasına değil de daha çok dalgayla. Onlara göre, Anadolu'dan gelen öylesine bir kızdım. Büyükşehir bilmezdim, yol yordam bilmezdim, konuşmasını, kalkmasını, oturmasını bile bilmezdim. Büyükşehirde yaşıyorlar diye, kırsal diyorlardı bana. Şu an o anları hatırlayınca sadece onların ön yargısına üzülsem de o yıllarda beni çok ektiliyordu.
Selim'e gidip bunları sen mi söyledin dediğimde ise asla böyle bir şey söylemediğini savunmuştu. Biz ayrıldıktan sonra o kızlardan biriyle yatıp kalktığını duymuştum, üstelik biz daha yeni sevgiliyken.
Hayatımın her bir noktasını ayrı ayrı iğrençleştiren bir adamdı. Onunla geçirdiğim onca zamana, onunla paylaştığım her şeye o kadar üzülüyordum ki. On sekiz yaşında bir genç kız olarak, bütün umudum oydu. Okul, ev, araba, iş, para... Hiçbiri değildi isteğim, bir tek Selim olsundu. Gerisi tamamen boştu.
Şimdi de keşke olmasaydı, diyordum. Hayat tam olarak böyleydi. Bir zamanlar onsuz yaşayamam dediğim kim varsa, onsuz da yaşatmıştı beni.
Dila Hanım'la ne işi olurdu, bilmiyordum. Şu an burada olması, benim için bütün planlardan çok daha kötüydü.
"Bebeğim," Bana doğru gelirken, masmavi gözleri midemi bulandırıyordu. Eli belime dolandığında, geri çekilmek için bir adım atmıştım ama pek de faydalı olmadığından sıkıca sarılmıştı. "Telefonlarımı neden açmıyorsun?"
YOU ARE READING
KUMTEPE
Teen FictionYağmur ben. Bazı insanların hissettiği bazılarının ise sadece ıslandığı, o iki heceli kelime. Yağmurdu çiçekleri büyüten, ormanları yaşatan; gökleri kabartan, bulutları dolduran. Bir bulutun hüznüydüm ben, dolup taştığım ve içinde barınamadığım b...