Yağmur ben.
Bazı insanların hissettiği bazılarının ise sadece ıslandığı, o iki heceli kelime.
Yağmurdu çiçekleri büyüten, ormanları yaşatan; gökleri kabartan, bulutları dolduran.
Bir bulutun hüznüydüm ben, dolup taştığım ve içinde barınamadığım b...
Beni çok özlediğinizi duyar gibiyim, ben de sizi çok özledim.
Bu bölüm bence çok tatlı ve biraz dingin geçen bir bölümdü. Gelecek hafta, bizi biraz kaos ve entrika bekliyor benden söylemesi!
Bu bölüme her zaman olduğu gibi sizden tam destek bekliyorum. Beğenmeyi, yorumlamayı lütfen unutmayın. Sizi çok seviyorum ve yorumlarınızı ayrı ayrı okuyorum.
Eğer sormak istediğiniz bir şey varsa da yazmaktan çekinmeyin lütfen.
Benim için buraya bir kalp bırakabilirseniz, çok mutlu oluyormuşum! 🩷
Sizi seviyorum, iyi okumalar diliyorum.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
(Bölüm Şarkısı: Teoman - İstanbul'da Sonbahar)
"Cehennem bile olsa hakkım, onu cennet gibi yaşayacağıma söz veriyorum."
Hayatta herkes, bir dönüm noktasına sahip olduğunu söylerdi her zaman. Ben kendi dönüm noktamı yaşayana kadar, böyle bir durumla karşılaşacağıma pek inanmazdım. Herkes kadar normal, herkes kadar monoton bir hayat yaşayacağımı düşünürdüm hep. Ne yazık ki hayatım pek düşündüğüm kadar monoton geçmemiş, aksine günden güne beni zorlamıştı.
Gözlerimi açtığım her gün için yaradana şükrederken, hayatımda başka birinin gözlerini yeni bir güne açtığını düşünerek onun adına da şükrediyordum her yeni günde.
Hayattaki amaçlarım değişmişti. Dünyadaki tek amacım, o tutunmaktan korktuğum ama deli gibi sevdiğim şey olmuştu.
"Bunu sana anlatamam." dedim, bakışlarımı hemen ondan çekerken. Gözlerim, dolu dolu olmuştu. En ufak bir şeye bile duygulanan kişiliğim bu konuda biraz hassas ve temkinsizdi. Birileriyle bu konu üzerinden konuşmak için kendimi pek hazır hissetmiyordum.
"Neden?" dedi doğrudan bana bakarak. "Bir şey gizliyorsun Yağmur."
"Benim hayatımla ilgili bir konu değil." dedim yalan söyleyerek. Beni yalan söylemeye mecbur bırakan oydu, eğer bir şeyi paylaşmak isteseydim onunla paylaşırdım ama istemiyordum. "Benim hayatımla ilgili olmadığı için de bunu söylemem doğru olmaz."
"Ece'yle ilgili mi?" dediğinde hemen kaşlarım çatılmıştı.
"Daha fazla sorgulama bence." dedim, masanın üzerindeki bardağı alıp içtikten hemen sonra.
Uzun uzun bana bakıp, ardından aynı şekilde bardağı alıp içmişti. Ne yazık ki oynadığımız oyun, orada sonlanmış ve marinaya dönene kadar ikimiz de hiçbir şey konuşmamıştık. Onunla alakalı olan kısmı çok merak ediyordum ama onu öğrenmek için kendimi riske atamazdım.