57

4.1K 385 29
                                    

🎀 İNCİ 🎀

"Hoş geldiniz." diye söze atlayan annemle bakışmayı bırakıp uzattığı çiçeği aldım. "Çiçeğime benden bir çiçek daha." dediğinde gerçekten yere yatıp çığlık atmak istemiştim. Tepinerek.

Çiçeğimi ve çikolatamı almış olmanın verdiği mutlulukla önüme gelene sarılmış fazla temasta bulunmuştum. "Ne yapayım ben bu çiçekleri?" diyerek anneme döndüğümde arkadaki masanın üzerine koymamı söylemişti. "Güzelce." diyerek uyarmıştı bir de.

Ahmet Emir'in tarafı da masalara oturduğunda biz de bizim için yapılmış alana geçmiştik. Herkes kendi arasında konuşup birbirinin halini hatrını sorduğu için bize odaklanmamıştı kimse.

"Küpelerini al bebeğim." diyerek cebinden küpeleri çıkarıp bana uzattı. Hızlıca alıp taktıktan sonra kafamı kaldırıp Ahmet Emir'in yüzüne baktım. Güzel yüzlüm diye içimden bir tur sevdikten sonra "Nasıl olmuşum?" diye sordum. "Büyülendim. Gerçekten güzelliğin beni büyüledi. Diyecek söz bulamadım." dediğinde anında şımarmaya geçtim. "Çok heyecanlandım ya ben, ellerim titriyor hep." dediğimde ellerimi tutup öptü. " Ben buradayım artık, anlamayacağız bile geçecek hemen." dedi ve güldü. "Hem, bu geceden sonrasını düşünsene." sırıta sırıta konuşuyordu.

"Eşşeksin." dedim ve kendi arasında konuşmayı bitirip ciddi konuşmaya geçen babamlara baktım.                                                                   

Ahmet Emir'in babası ,sevgili kayınbabam, öksürerek söze başladığında oturuşumu düzelttim. Herkesin gözü bizim üzerimizdeydi.

" Sebebi ziyaretimiz belli efendim." Dediğinde gülesim gelmişti. Belliydi tabii.

Kafamı çevirip babama baktım. Gözleri dolu dolu duruyordu. Onu öyle görünce benim de gözlerim dolmuştu. Ahmet Emir'in elini elimde hissedince kafamı ona çevirdim. Babam "Önce bir kahvelerimizi içmeyelim mi Süleyman Bey." dediğinde canım kayınbabacığım "İçelim elbette, biz amacımızı bir kez daha belli edelim." Dedi ve güldü.

Annemle göz göze gelince gülümseyip ayağa kalktım. Apartmana girip kahve yapmak için babaannemin evine girdik. Her şey burada hazırlanmıştı. Kahvesine tuz koymak istiyordum ama kıyamıyorum da. Ben kahveyi cezveye koyarken mutfak kapısından içeriye Miraç ve Saye girdi. "Yetiştik mi?"dye sorduklarında kafamı salladım. "Kahve yapacağım şimdi." Diyerek ocağın altını açtım. Saye arkamdan geçip telefonunu çıkararak fotoğraf çekmeye başladı. "Kızım anı kalsın bunlar bize. Bakar bakar dalga geçeriz sonra." Dediğinde güldük hepimiz.

"Tuz koymayacağım diye yırtınma sakın. Adet kızım bunlar, iki yudum tuz yutsa ölmez herhalde. Seni seviyorsa katlansın." Diyen Miraç'a bakıp kafamı salladım. "Yok atacağım zaten, azıcık." Kahveye tuz atarken, fincana dökerken her aşamada fotoğraf çekmişti Saye. Her türlü fotoğraf vardı elimizde. Annemler diğer misafirlere kahveleri verdikten sonra ben en son Ahmet Emir'in kahvesiyle birlikte ortama girmiştim. Kahveyi önündeki sehpaya koyup yerime oturduğumda Ahmet Emir'e baktım. Gülümsüyordu salak salak.

Acaba bu anın hayalini kurup kurup durmuş muydu o da. Öyle olmalıydı ki fincanı eline alıp bir tane bile mimik yapmadan içmişti canım içi. Herkesin gözü bizdeydi,yani Ahmet Emir de. Bana dönere "Ellerine sağlık, hayatımda içtiğim en güzel kahveydi dediğinde şımardım.

Ahmet Emir'in ablası bizi uzaktan fotoğraf çekerken annem bir köşede sulu gözleriyle bizi izliyordu. Abimler en arkada ayakta bizi izlerken Ahmet Emir'in babası kahvenin yanına konulan çikolata paketini açmakla meşguldü. Benim babamın ise gözleri sürekli bendeydi. Arada bir gülüyor sonra gözlerini sulandırıyordu. Bu kadar üzücü müydü evlenecek olmam. Zaten onlarla yaşamıyordum, buna alışıklardı. Anlamamıştım.

İNCİWhere stories live. Discover now