49

23.9K 1.5K 250
                                    

🥲İNCİ🥲

"Yaşadığımı sakın sorma ne duvara yazılır ne de kağıda" Sözleriyle başladığım güne mutlu ve heyecanlı bir şekilde devam ediyordum.

Ahmet Emir'cim biraz gergindi, sabahtan beri susmamıştı telefonu. Arayıp duruyorlardı sürekli, yani bu kadar önemli biri miydi bu adam? Benim için öyleydi de, karakoldakiler için de mi öyleydi?

Gergin olması kimseye bir zarar vermeyecekse hep gergin olabilirdi, alırdım ben gerginliğini. Çözmüştük artık, hallederdik.

Tuttuğu elimi bıraktığında arayan kişiye bu sefer ben de küfür ettim.

"Efendim abla?" diyerek açtığında ettiğim küfürleri bir tanecik görümcemden geri aldım.

Telefon kulağındayken bana baktı, sonra ablasıyla konuşmaya devam etti. "Sıkıntı çıkardılar diye dönüyoruz zaten sana gelemeyiz."

Ablası konuşurken o telefonu kulağından çekip gözlerini yumdu. Derin bir nefes alıp verdikten sonra tekrar kulağına yerleştirdi. "Konuşurum İnci ile, tamam mı? Kapat hadi gözünü seveyim." dedi ve çat diye kapattı telefonu.

"Ne olmuş?" diye sordum merakımdan ölmeyeyim diye. "Bize gelin diyor." Elimi tekrar tuttu. "Sinir ediyorlar ya beni." dediğinde arabanın önüne gelmiştik. "Binsene arabaya." diyerek ben ondan önce bindim. Bekletmeden binince ellerimi yanaklarına yerleştirdim. "Sen çok güçlü bir adam olduğun için iki cümleyle yıkılamazsın aslanım." diyerek alnımı alnına dayadım. Güldüğünü görünce dayanamayıp ben de güldüm. "Öpeceksin sandım."

Saçımı kulağımın arkasına atıp "O işlerle eşim ilgileniyor." dedim ve yanağımı ona doğru uzattım. "Eşin mi ilgileniyor?" diye sordu. "Hıhım," dedim. "Görmüşsündür belki, komiser. Böyle uzun boylu, kaslı falan. Yakışıklı biri."

"Allah allah," dedi dalgaya vurarak. "Daha önce çok karakolluk oldum ama hiç rastlamadım eşine."

"Şükret o zaman." dedim ve emniyet kemerimi taktım. Gözlerini benden çekmeden "Ediyorum." dedi ve yaklaştı bana doğru. Elimi yanağına koyup sıktım yanağını. "Yiyeceğim ya seni, şu tatlılığına bak." İşaret parmağını kaldırıp "Bir dakika." dedikten sonra beni öptü. "Heh, şimdi." diyerek arabayı çalıştırdı. "Benimle bu şekilde konuşamazsın yalnız." Onu takmayarak tuttuğum elini ısırdım. Yani, her şekilde sevilecek biriydi. Değerlendirmesek ayıp olurdu.

999

İstanbul'a gelişimizin üstünden 2 gün geçmişti ve bu geçen günlerde hayatımın anlamını daha çok sinirlendirmişlerdi. Resmen mesleğinden soğutmuşlardı, üst üste mesaiye kalıyordu.

Neyse ki bu akşam gelecekti ve yarın bütün gün beraber olacaktık.

En önemli şeylerden biri de bugün ablasına gidecektim. Akşama Ahmet Emir yanımıza gelecek ve hep birlikte yemek yiyecektik. Babası da olacaktı yani.

Gerilme sırası bendeydi.

Esma abla beni arayıp erken gelmemi söylemişti çok istekli olmasam da daha ilk zamanlardan kötü bir imaj çizmek istemediğim için kabul etmiştim. Saat 3'e geliyordu, birazdan çıkacaktım.

İnci: hayırlı cumalar Ahmet Emir

Ahmet Emir'cim: Hayırlı cumalar bir tanem

Ahmet Emir'cim: Bugün salı ama

İnci: sana olan aşkımdan kafam karışmış pardon

Ahmet Emir'cim: Önemi yok

İnci: Çıkacağım birazdan

Ahmet Emir'cim: tamam canımın içi

İNCİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin