17.BÖLÜM

296 9 1
                                    

Damla:

Gözlerimi zar zor açtım.
Kafamı kaldırıp pencereye baktım hava baya yağmurluydu.
Aslında böyle havaları çok seviyordum.
Biraz öylece durduktan sonra telefonu aldım elime.
~Anam💆🏻‍♀️
Yazan yere tıkladım hızla.

-Alo kuzum.
-Alo anam nasılsın.
-İyi kuzum sen nasılsın.
-İyiyim çok iyiyim.
-Oh şükür.
-Neyse anne şimdi dışarı çıkıcam ben sonra konuşuruz.
-Tamam sıkı giy hava soğuk.
-Okey.
Diyip kapattım telefonu.
Ayağa kalkıp banyoya ilerledim elimi yüzümü yıkadıktan sonra telefonum iki bildirimle titredi.
Mesaj Serkan'dandı.

Serkan:Balım.
Serkan:Uyandın mı?

Damla:Uyandım.

Serkan:Planın ne bugün evde misin?

Damla:Dışarı çıkıcam iki üç bir şey alıcam.

Serkan:Ama hava soğuk

Damla:Olsun..
Damla:Soğuk hava bana iyi geliyor.

Serkan:Peki ama sıkı giyin üşütme.

Damla:Tamam tamam sende sıkı giyin orası soğuktur.

Serkan:Tamamdır hanım.

Damla:Ay Serkan hep şunu yapıyorsun!

Serkan:Hoşuma gidiyor.
Serkan:Belki bir gün gerçek anlamda derim..
Serkan:Ne dersin:)

Damla:Seninle her şeye evet derim.

Serkan:Tamam o zaman yarın nikahta görüşürüz;)

Damla:Ay Serkan jsjskwl.

Serkan:Bizde böyle gülüm yarına çıkacağımız belli değil diken altındayız ya bugün evlenirsin ya yarın mezarıma gelirsin.

Damla:Serkan salak salak konuşma tövbe de!

Serkan:Tövbe.

Damla:Görüşürüz Serkan.

Serkan:Noldu bi anda !?

Damla:Sinirimi bozdun demesene öyle,düşünmesi bile kötü.

Serkan:Tamam gülüm özür dilerim:)
Serkan:Balım ben nöbete çıkıyorum görüşürüz..🤍

Serkan:Görüşürüz aşkım.

Serkan:Oo aşkım iyiymiş Damla hanım bunların daha fazlasını bekliyoruz;))

Damla:Serkan şımarma.

Serkan:Tamam bal kaçtım ben.

Telefonu kapattım ve dolaba yöneldim hava oldukça soğuktu kalın bir şeyler giyecektim.
Çıkardığım tişörtü ve pantolonu geçirdim ve kalın montumu aldım.
Aç değildim o yüzden bir şey yemeyecektim.
Banyoya girip dişlerimi fırçaladım hızlıca saçlarımıda tarayıp odama döndüm.
Makyaj masama oturup yüzüme biraz renk verdim dün baya yorgun olduğum için göz altlarım şişmişti.
O yerleri kapatıcı ile kapatıp biraz allık sürdüm.
En sonda rimel sürüp kalktım masadan.
Artık evden çıkmak istiyordum geç kalmıştım.
Beni bekleyen kimse yoktu ama evden geç çıkmayı oldu olası sevmezdim.
Ayakkabılarımı giyip montun fermuarını kapattım
Kapıyı kitlediğimden emin olup merdivenlerden inmeye başladım.
Apartman kapısını açıp çıktım evden.
Dışarıdaki soğuk hava yüzüme vururken öyle rahatlıyordum ki dünden beri omzumda yükler vardı sanki.
Bi parçam hem kopuyor sonra birleşiyordu.
Artık kavga etmeden bağırmadan ağlamadan düzgün bi hayat yaşamak istiyordum.
Kafamı kaldırıp insanlara baktım.
Birileri koşturuyordu.
Birileri gülüyordu birileri ailesi ile konuşuyordu.
Yaşlı amca eşi ile şakalaşıyordu.
Birileri yağmurdan kaçmak için uğraşıyordu.
Herkese baktıktan sonra tek bi aile dikkatimi çekti.
26-27 yaşlarında bi kadın.
28-29 yaşlarında bi adam,adamın omuzlarında kafasını tutan 6-7 aylık tombul bi kız bebek.
Öyle tatlı gülüyorlardı ki.
Kafamı çevirip otobüs durağında durdum.
Otobüs kartımı çıkarırken bi anda cüzdanım yere düştü tam eğilecekken bi el cüzdanımı tuttu ve bana uzattı kafamı kaldırıp yüzüne baktım.
Uzun boylu kumral saçlı bi adam bana gülüyordu.
-Teşekkür ederim.
Dedim ve elindeki cüdanı aldım.
-Ne demek.
Sadece gülüp otobüsün gelmesini bekledim.
Hala yanımdan ayrılmıyordu.
En sonunda durup baktım ona.
Bi anda konuşmaya başladı.

KOMUTANIM!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin