13.BÖLÜM

578 22 4
                                    


**
Serkan'ın evine geldiğimizde elinini yüzümü yıkadık.
Sakinleşmesi için uyutmuştum ve şu an mutfakta yemek hazırlıyordum.
İnsanların söylediğine göre bi adamı dövüyormuş sonra ayırmaya çalışırken patlamış...
Konuşmak istemiyorum kavga hakkında.
Yemekleri bitirip ateşin altını kıstım.
Çekmecelerden tabakları çıkardım ve yemek masasına yerleştirdim.
Buzdolabındaki içeceği çıkarıp bardaklara koydum.
Mutfakta işim bittikten sonra salona geçtim ve telefonumu elime aldım.

Berk mesaj atmıştı.

Berk:Pışşt
Berk:İyi mi deli Serkan.

Damla:İyi uyuyo.

Berk:Lan kış uykusuna mı yattı bu çocuk kaç saattir uyuyor?!

Damla:Uyanır birazdan sajkslw

Berk:Tamam o zaman hadi bay.

Berk:Bu arada ben askeriyedekilerden izin aldım yani Serkan'ın özel durumlarını felan biliyorlar zaten eskidende oluyordu genelde böyle patlamaları o yüzden çok sıkı tutmuyorlardı eskiden.

Damla: Anladım saol.

Telefonu kapattım ve ayağa kalktım.
Serkan'ın odasına girdim yavaşça.
Uyuyordu hala yavaşça yatağa oturdum.
Serkan kıpırdanmaya başlarken konuşmaya başladım.

-Sevgilim hadi uyan yemek yiyelim.
Serkan uyanmaya çalışırken uykulu sesiyle konuşmaya başladı.
-Aç değilim.
-Serkan şımarma yürü kalk o kadar yemek yaptım sana.
-Tamam ya.
-Hadi üstünü değiştir kalk.
-Tamam geliyorum.

Mutfağa geçtim.
Çorbaları kaseye koyarken Serkan'ın geldiğini gördüm.
-Bu kadar becerikli olduğunu bilseydim daha önceden sinirlenirdim.
-Ay Serkan sus otur şuraya.
Serkan gülerek oturdu masaya.
Karşısına oturdum bende.
Ekmek poşetinden ekmekleri koydum masaya ve konuşmaya başladım.
-Dışarı çıkalım mı akşam.
-Kafan dağılır.

-Olur.
-Sahile gidelim.
Dedi kısık çıkan sesiyle.
-Tamam gideriz.
Dedim neşeli bi sesle.
Serkan'ın önündeki bitmiş çorba kasesini aldım ve tezgahın üstünde koydum tam yemeği koyacakken konuşmaya başladı.
-Öldürmek istiyorum.
Arkamı dönmeden cevap verdim.
-İsteme.
-Benden ve sevdiklerinden vazgeçme.
-Zehir etme hayatımızı.

-Ama ben zehirlendim.

-Serkan!
-Bunları konuşmayayım tamam mı?!

***
Bulaşıkları yıkamayı bitirdikten sonra salona geçtim.
-Serkan.
-Çıkalım mı işim bitti benim.
-Çıkalım.
Çantamı aldım ve hızlıca ayakkabılarımı giydim.
Serkan merdivenlerden inerken arkasından iniyordum.
-Nereye gidelim.
Dedi son basamağı inerken.
-Bilmem.
-Deniz havası alalım istersen.
-Olur sevgilim.
Dedi sevgilim demeye hasret gibi.

**

Sahilde bankta oturuyorduk ki Serkan bana döndü.
-Kalk biraz gezelim.
Serkan kalkınca kalktım arkasından boşta olan elini tuttum hızlıca.
Deniz havası ile kalabalık içinde yürüyorduk.
Herkese sıradan gelen bu yürüyüş bile benim için çok değerliydi.
Sahilin ortasına geldiğimizde karşıdan tanıdığım bi yüz geliyordu ama çıkaramadım bize doğru yaklaştığında jeton düştü Mustafa'ydı bu...
Serkan'da durdu.
Kucağında küçük kızı ve Eşi vardı. kahkahalar içinde bana döndü küçük kızı.
Öyle güzel gülüyorduki tombul bi varlıktı...
Şeker komasına girerken Serkan ve Mustafa bişeyler konuşuyordu o sırada bende eşine döndüm.
-Merhaba.
Dedim elimi uzatarak.
-Merhaba.
Dedi güler yüzlü bir şekilde.
Serkan ve Mustafa sohbet ederken Denizin yanındaki bi banka oturmuşlardı.
-Damla ben.
-Selma bende.
Dedi aynı güleryüzülüğü ile.
Serkan'ın dediklerine kulak astım biraz.
-Oğlum bu daha tatlı olmuş lan.
Dedi kucağındaki ismini bilmediğim ama çok tatlı olan bebeğe.
-Benden fazla yiyo bi ara parmağımı yemeğeye çalıştıda izin vermedin versem koparcak parmağımı.
Serkan gülerek bana döndü.
-Sevgilim gelsenize.
Selma önümden,karşısındaki banka oturdu.
Selma'nın yanına oturdum hızlıca.
-İnci hırkanı giyelim gel.
Dedi Selam çantadan hırkayı çıkarmaya çalışırken.
Serkan yavaşça benim kucağıma verdi İnci'yi.
Bende ona bana niye veriyorsun bakışı atıp İnci'ye döndüm kucağımda öylece gülüp annesini bekliyordu.

KOMUTANIM!Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz