17.BÖLÜM

55 2 0
                                    

Beni gerçekten bırakmıştı. Bir gün bile kalmamıştım.

Sanırım söylediğim sözlerle,
Gözlerimle onun epey canını yakmıştım.

Ayağım iyiydi. Bir şekilde halletmiştim.

Arabamda eve doğru sürüyordum. Eve geldim ve kapıyı kendi anahtarım ile açtım.

Kapımda o kadın belirdi.
"Damla kızım"
"Ben senin kızın değilim"
O anda Deniz belirdi. Koşup bana sarıldı. "Abla seni çok merak ettik neden telefonlarımızı açmadın"
"Kendime zaman ayırmak istedim Deniz bir şey yok sakin ol"

O an bab... Ve abim belirdi.
Dedemi de görünce hepsi ne azarlar çekecekti kim bilir
Teker teker gelseydiniz

O adam "Damla seni çok merak ettik"
"Siz kimsiniz de beni merak ediyorsunuz acaba kimsin sen?"
"Ben senin babanım" dedi.
Onun bu dediğine güldüm. Alaycı bir gülümsemem karşısında afalladı. "sen benim hiç bir şeyim değilsin sadece Nefret ettiğim bir insansın yada insandın"

diyecek cevap bulamamış görünüyordu.

Çok kırıcı bir insandım. Kendi canım yandığında başkalarının canını da yakmak istemiştim.

8 yıl önce de bunun için yapmıştım. Canlarını yakıcaktım. Onlara vicdan azabı çektirecektim.

Hızlıca Kendi odama çıktım. Kimseyi görmek ve duymak istemiyordum. Sadece intikam istiyordum.

Telefonumu çantamdan çıkardım şarjı azdı ama en azından bitmemişti. Şarja sokup aramalara girdim. O meşhur adamımı aradım.

"Derin hanım"
"Baran Karaoğlu'na güzel bir ders verilmesi gerekiyor. Mekanlarını patlatın"
Telefondaki ses bir süre sustu ve sonra "emin misiniz?" "Dediğimi yap" diyerek telefonu kapadım.

Banyoya gidip yüzümü yıkadım. Aynada kendime baktım. Çökmüştüm, mahvolmuştum. Yüzümü kaç defa yıkadım bilmiyorum ama kendime gelemiyordum. Aklıma hep Baran ile olan anılarımız geldi.

Beni kaçırdı Damla olduğuma emindi. Ama neden bu kadar çıldırdı?

O beni hiç sevmemişti ki... onu seven bendim. O beni hiç sevmemişti beni belki de kullanacaktı. Ama kullanmasına izin vermemiştim.

Odama geçip rahat bir şeyler giyindim. Aşağı inip gelecektim. Karnım çok açıkmıştı en fazla ne olabilirdi ki

Merdivenlerden inerken kavga sesleri duydum. Yavaş yavaş ilerlemeye devam ettim. Açık kapıdan onları düzgün duyabilmek için sol tarafa geçtim.
(Başlıyoruz)

Dedem "yeter artık bu kadar Eslem, Damla seni ve Fikret'i görmek istemiyor... Kendini kızından nefret ettirdin. Şimdi gelip onu bırakamam deme sakın! önceden aklın neredeydi? Değerini ancak öldü sandığın zaman mı anladın? O zaman sandıysan çok geç kalmışsın"

Ağlıyordu. Kadın"hepsi annem yüzünden baba eğer onu..
" sözünü kesmişti.
"Yeter! kızını sevmemenin ancak bahanesi bu mu?" Dedem derin bir nefes aldı ve devam etti. Sen kendi yaşadığın kaderi kendi kızına da yaşattın daha beter bir şekilde en azından senin yanında ben vardım sakın yoktun deme çünkü çok iyi biliyorsun sana olan sevgimi ama sen o kız çocuğunu da babasız bıraktın. Kardeşlerinin de ondan tiksinmesi ve nefret etmesini sağladın."

Gözümden bir damla yaş düştü. Benden gerçekten vazgeçmek istemiyordu ama artık çok geç kalmıştı. Burukça gülümsemem yüzüme kondu ve o an konuşmada duyduklarını hatırladım. Kendi yaşadığın mı? Seslere tekrar odaklandım.

nefret tohumları Where stories live. Discover now