14.BÖLÜM

36 3 0
                                    

Kitaplardiyar2023
Adlı instangram  hesabım var
Arada hikayem ile ilgili şeyler paylaşıyorum. Takip etmek isterseniz sevinirim 

Sabah uyandığımda saatin kaç olduğunun farkında bile değildim. Yastığın altında silah vardı. Baran tekrar gelirse diye bir önlem

Lavaboya ilerledim. Yüzümü yıkarken dün gece olanları düşünmeden edemiyordum.

Üstüme hızlıca dün aldığım kıyafetleri geçirdim.

Bu otelden bir an önce ayrılmak istiyordum.

Oda kartını bırakıp odadan çıktım. Asansöre doğru ilerledim. Asansörü çalıştırdım.

İçeride kimse yoktu. Girip 1.kata bastım. Tam kapanacakken bir el durdurdu.

İçeri...ah kahretsin Barannn senden kurtulamayacak mıyım ben? İçeri girdi.

"Dün akşam yaptığının hesabını vereceksin"

Asansör kapandı. Onunla asansörde yalnızdım.

Tebessüm etti. Ama bu alaycı bir tebessüm idi. Üstüme yürüdü. "Ne yapacaksın"
"Diğer tarafımın ne kadar berbat olduğunu bilemezsin bence o tarafa hiç bulaşma"
Bana daha da yaklaştı. Ama ondan uzaklaşamazdım. Asansör daracıktı.  Birbirimize o kadar yakındık ki dudaklarımız arasında sadece bir kaç santim vardı.
"Belki ben o tarafı görmek istiyorum." Sanırım şu anda yapıcaklarının bir geri dönüşü olmayacaktı. Dudak dudağa olucaktık bir kaç saniye içinde.

O an asansör ani büyük bir ses çıkardı ve asansör hareket etti. Baran bu sayede biraz geriye doğru sendeledi.

Gözlerini "tam da sırasıymış" gibi açtı kapattı. Gerçekten tam da sırasıydı. Bir kaç saniye sonra olsaydı belki de...

Asansörün servis özelliğine bastım. Bir köşeye sindim. Korkuyordum ama neyden korkuyordum.

Benim korkum vardı ve Baran da bunu biliyordu.

Buradan umarım hemen kurtulurduk. Bir süre geçti

Kafam dönmeye başladı. Terlemeye başlıyordum. Daha fazla ayakta duramayacağım için yere diz çöktüm. Gözlerimi sıkı sıkı kapattım. Derin nefesler alıyordum. Artık etrafımdaki hiç bir şeyi görmüyordum.

Bir el omzumu tuttu. Yüzüm bir yüze çevrildi. Baran'ın "iyi misin?" Sesini zar zor duydum. Gözlerim hala kapalıydı. Bana sıkıca sarıldığını hissettim. Ama hiç bir tepki veremiyordum.

Gözlerimi açtım ve Baran'a baktım. Endişeli görünüyordu. Göz göze geldik. "Korkuyorum" diye mırıldandım. "Korkma ben yanındayım" dedi. "Ama ben en çok senin yanında korkuyorum" diyemedim.

Asansör açılıyordu. Sonunda ama ben kendimi toparlayamıyordum. Baran'ın beni asansörden çıkardığını hatırlıyorum. Sonrası yoktu.

Gözlerimi açtığımda artık kendime gelmiştim. Buradan hemen gitmeliydim. Otelin revirindeydik. Baran da buradaydı. Doktor "iyi misiniz?" Dedi. "İyiyim" diye yanıtladım. "Durumunuz iyi isterseniz çıkabilirsiniz otelimizin bu sorunu yüzünden özür dileriz" dedi ve odadan çıktı. Baran ile baş başa kalmıştım yine ve yine

Normal bir şekilde yerimden doğruldum. Buradan gitmem gerekiyordu. Onunla daha fazla baş başa kalamazdım. Ayağa kalktım. Ceketimi elime alıp giyindim. Çantamı da koluma taktım. Baran o sırada beni izliyordu. Ona yaklaştım göz göze geldik. "Yaptıklarının hesabını vereceksin" dedim. İçimde olan bir dürtü vardı ve bunu hiç düsünmeden söyledim. "Bu arada içimden bir ses bu asansörün bizulmasında senin bir parmağın olduğunu söylüyor sence doğru mu söylüyor?" Dedim. O anda bakışları değişti. Böyle bir şey tahmin edeceğimi düşünmemiş olmalıydı. Eğer ki Damla olduğuma hala inanıyorsa bu gayet normaldi. Onun tanıdığı Damla saf ve salaktı. Ama karşısında ki kadın öyle değildi.

"İçimden bir ses de bana benimle ilgili büyük bir sır sakladığını söylüyor sence doğru mu söylüyor?" İkimiz de istediğimiz cevapları alamayacağımızın farkındaydık.

Kapı açıldı. Bir kadın içeri girdi. O an tam zamanı gibi tebessüm ettim ve hemen odadan çıktım.
Arkama dahi bakmadan hiddetli bir şekilde yürüyordum. Arkamda Baran'ın geldiğini hissettim ama hiç umursamadan devam ettim.

Otelden hızlıca çıktım. Korumalar arabanın yanında beni bekliyordu. Buradan uzaklaşıp yalnız kalmak için kendimi olası bir yere attım

               ____________

Kendimi yalnız bırakmak istemiştim ama olmamıştı. Saat 5'e geliyordu. Otelden 12 de falan çıkmıştım. Artık o olaylar olacak olan eve gitme vaktim gelmişti. Kapıyı hiç tıklamadan kendi anahtarım ile içeri girdim.

Ev sessizdi ve bu hayri alamet değildi. Yavaşça odama çıkmak için merdivenleri tırmandım.

Odama girince gördüğüm yüz ile şaşkına döndüm. Ne hissedeceğimi ve ne yapacağımı kestiremiyordum.

"Deniz" diyebildim sadece
Benim kız kardeşim tam karşımdaydı. O benim kız kardeşimdi. Uzun süredir ağladığı gözlerinden belliydi. Bana yaklaştı ve bana sarıldı bu sarılmaya karşı şaşırdım. Çünkü Deniz'di o
Onu bıraktığımda 15 yaşındaydı. Şimdi ise 23 yaşındaydı. Onun sarılmasına bende karşılık verdim. Ona asla ama asla kızgın değildim. Bir zamanlar kızgındım ama mantıklı düşününce onun hiç bir suçu yoktu ki "abla" dedi. Beni özleyeceğini hiç düşünmemiştim. Ama özlemişti. Bunu gözlerinde görmüştüm.

İkimiz de ikili koltuğa oturduk. Ağlıyordu. "Ağlama miniğim" diyerek gülümsedim. "Özür dilerim" dedi. Bana karşı " sen gidince anladık senin değerini" dedi ve bana yine sarıldı. Kardeşim beni seviyordu. İşte bu bir mutluluktu benim için
"Özür dilerim" dedi tekrardan
"Senin bir suçun yok ablacım tamam mı? Senin bir suçun yok eğer ki varsa da ben seni affediyorum" dedim. "Bir daha gitme olur mu?" Dedi "bir daha gitmiycem tamam mı söz kardeşim" işte ben de sonunda kardeşime kavuşmuştum.

nefret tohumları Where stories live. Discover now