5.BÖLÜM

143 7 0
                                    

"Anne" dedi minik kız "neden beni hiç sevmiyorsun"

Annesi bu soruya sinirlenip küçük kıza bir tokat attı

"Bu akşam sana yemek yok. Aç kal bakalım bir daha bu soruyu sorarsan sana iki katını yaparım" dedi.

Annesi odasından çıkıp gidince küçük kız ağlamaya başladı.

Daha altı yaşındaydı. Ama bu acılara alışıktı.

Saatler ilerledikçe kız çok açılmıştı.

O sırada odaya abisi geldi. "Abi" diye gülümsedi.

Abisi kıza atıştırmalık birşeyler getirmişti.

Kız abisinin yaptığı sandviçten koca bir ısırık aldı.

Abisinin o zamanlar anne ve babasına gücü yetmiyordu. Yetse kardeşini korurdu.

Küçük kız karnını doyurdu. Abisinin yanağından öptü. "İyiki benim abimsin" dedi. Ama ona yıllar sonra "abi olmayı hak etmiyorsun" diyecekti. O kız abisine, çünkü yıllar küçük kızı değiştirmede abisini çok değiştirecekti.

Abisi ile bir bağının olduğuna inanıyordu. Küçük kız abisi için her şeyi yapardı.

Anne ve babasından sevgi görmeyen küçük kız abisinin sevgisi ile mutluydu.

Küçük kız daha çok küçüktü. Bebekliğinden beri Anne ve baba sevgisi eksik büyümüştü. Ama abisi vardı. Onun sevgisi ona yeterdi. Abisi olmazsa hayattan nefret edeceğini ölmek isteyeceğini o yaşta biliyordu.

Onun için abisi bir yana dünya bir yanaydı. Abisi ona baba sevgisi veriyordu.

Abisi ile çok güzel zamanlar geçirirdi. Ama yıllar geçtikçe abisi ailesinin etkisiyle ondan uzaklaşmaya başladı.

Küçük kız bu duruma çok üzülüyordu. Ama bir yandan da abisi ona yine zamanı gelince sevgi ve şefkat gösterecekti. Buna inanıyordu ve buna inancını kaybetmek istemiyordu.

En son ona ne zaman abi demişti. O kız 15 yaşında demişti. Abisine ihtiyacı vardı.

O gece 15 yaşındaki Damla'ya yaptığı onun için yine umut olmuştu.

O gece abisinin eskisi gibi onu seveceğini sevgi ve şefkatini vereceğini tekrardan "güzelim" diyeceği" hayali ile uyudu. Bir söz vardır dedi içinden

Allah asla olmayacak bir şeyin hayalini kurdurmazdı.

Umudu geri gelmişti. Geri gelmişti.

Aradan üç yıl geçmişti. Artık umudunu kaybetmişti. Damla artık umudunu yaşama amacını kaybetmişti.

Mutlu olamazdı artık bu dünyada ,kendini öldürmeden önce abisini unutamamıştı.

Abisi onu ne kadar üzse de o olmazsa asla sevgi göremeyeceğini iyi biliyordu.

Hayata veda etmeden önce de ona vedası için özel hazırlık yaptı. Elveda demeliydi abisine

///////////////////////

8 yıl sonra

Sevgili dedemin beni ne kadar mutlu ettiği tartışılmazdı.

Durduk yere yurt dışı tatili düzenlemişti.

İkimiz de harika bir yurt dışı seyahati yapmıştık. Dedem beni çok seviyordu. Ona çok minnettardım.

Tatilden dönmemiz ile işlere geri döndük. Ben 26 yaşındaydım. Ama dedem beni bir kız çocuğu gibi severdi.

Dedemin en yakın olduğu torunu bendim. Kaç tane kuzenim olduğumu hiç bilmiyordum bile onunla birlikte yaşadığı tek torunu bendim. Şu ana kadar görmediği iki tane torunu vardı. Dedem torunlarının hepsine çok düşkündü. İki tane dayım vardı. Diğeri ben doğmadan önce ölmüştü. Ölüm nedenini hiç anlatmamıştı. Dedem , bende çok fazla üstüne gelmemiştim.

Ama dedemin bunun başında çokça düşmanı vardı. Saçlarımı her zaman ki gibi açık bıraktım. Bugün krem rengi giyinmeyi tercih ettim

 Bugün krem rengi giyinmeyi tercih ettim

Oops! Această imagine nu respectă Ghidul de Conținut. Pentru a continua publicarea, te rugăm să înlături imaginea sau să încarci o altă imagine.

Ofise dedemle birlikte gittik. Hukuk okumuştum. Hayalim olan mesleğin fazlasına sahipdim.

Yıllar boyunca çok acılar çekmiştim. Ama artık bitmişti. Ben Derin Mehmetoğlu 'ydum. Benim gücüm vardı. Ben mutluyum mutlu da olacaktım. Bana yapılan hiç bir şeyi unutmayacaktım. İntikam alıcaktım.

Saat geç olmuştu. Dedem odaya girip masanın yanındaki iki koltuktan birine oturdu.

İşlerim yavaştan bitiyordu. "Yavaştan çıkalım mı kızım?" dedi. "olur gideriz dede" diyip gülümsedim.

Birlikte şirketten çıkıp siyah minübüse bindik. Şoför arabayı malikaneye sürdü. Bahçe kapısından içeri girdi minübüs oradan da kapıya doğru yürüdük. Dedemle kapıdan içeri girdik. Mutfaktan çok güzel kokular geliyordu. Mutfağa girdim.
Sultan anne yine döktürmüştü.

Ona arkadan direk sarıldım.
İlk önce irkildi. Benim olduğumu anlamamla gülümsedi.

"Ah deli kız bir gün benim kalbimi indireceksin." Sultan annem evimizde eski bir çalışandı. Yemek işleri ondandı. Yemekleri özenle yapardı. Bu yemekler beni hep gülümsetirdi. Hep de gülümsetecekti.

Ben başka bir insan olmuştum. Derin Mehmetoğlu'ydum.

Damla Aslan yıllar önce ölmüştü. Ben onu bıçaklamıştım. Ama işte o gün ölmememin en büyük nedeni kalbimin sol değilde sağ tarafta olması böyle bir hastalığım olması beni yaşatmıştı.

Herkes beni öldü biliyordu.

O eski Damla kül olmuştu. Küllerinden de yeni biri doğmuştu.



nefret tohumları Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum