3.BÖLÜM

164 9 0
                                    

Saat gecenin üçüydü. Cezam sonunda bitmişti çünkü çok üşümüştüm. Eve girdim

Gözüm ağlamaktan kan çanağına dönmüştü. Yatağıma uzandım ve uykunun beni ele geçirmesine izin verdim.
  
       /////////////////////

Kapının bangır bangır vurulmasıyla uyandım. Saat yedi buçuktu.

Babamın sesini duydum. Damla aç şu kapıyı iyiki gece yatmadan kapımı kilitlenmiştim. O kapıyı ona açmayacaktım.

Okul kıyafetlerimi giyip çantamı elime aldım. Odamın anahtarını da aldım. Pencereyi açtım. Birinci katta olmamızın şansıydı. Pencereden atlayıp hızlıca okulun yolunu tuttum.

Ölmeden önce günlerimi istediğim şekilde geçirmeliydim.

Liseye geldiğimde derslerin başlamasına daha vardı. Sınıfıma çıkıp çantamı sınıfa koydum. Kantine inip bir simit aldım. Kendime ders başlayıncaya kadar kitap okumaya başladım.
      //////////////////////////
Son ders zilinin çalması ile eve yürümeye başladım. Nedense bir izlenmişlik hissi vardı üzerimde ama bunu umursamadım.

Kulaklıklarımı kullanma takıp madrigalin seni dert etmeler şarkısını açtım.

Başka bir evrende lafı bana çok tanıdık geliyordu. Başka bir hayal başka bir evren bu benim gerçeğim olucaktı.

Eve 15 dakika yürüyüşün ardından vardım. Uykum vardı. Odamın kilidini açıp içeri girdim. Son Dersim'in boş olması ile eve daha erken gelmiştim ve evde kimse yoktu. Biraz dinlenmem açısından bu iyiydi. Yatağa uzanıp gözlerimi kapattım
         /////////////////////
Bir saat uykunun ardından uyandım. Mutfağa gidip kremalı makarna ve en sevdiğim çorba olan domatesli çorbayı yaptım. Tatlı olarak da revani

Abim kapıdan bir anda çıkageldi. "Sabahki amacın neydi senin yüzünden kahvaltı yapamadık" dedi.
"Bence bunu o kadar da abartma sonuçta benim de kahvaltı hazırlayıp yapamadım çok zamanlarım oldu. Buna da arıza çıkarma" dedim. Duraksadı ama sonra devam etti. "akşama ne yemek var" dedi "ne bulursan o var" dedim.
"Damla Yeter artık şu hallerin canımı sıkmaya başladı kendine gel" dedi. "Ne seninle ne annemle ne de babamla yıllardır bir dediğiniz ikiletmeden yapıyorum ama siz benim bir istediğimine zaman yaptınız  buna cevap ver" dedim. Bunalmış görünüyordu çünkü haklı olduğumu biliyordu. Sustum daha fazla konuşmak istemiyordum yıllarca hakkımı savunamamıştım  şimdi de kendimi suçluyordum.

Yavaş yavaş kız kardeşim Deniz ve babam geldi. Babam da hiddetli bir şekilde konuşup üstüme yürüdüm hatta bana tokat atmaya kalktı ama ben izin vermedim.

Ben hep kız çocukları ile babalarını kıskanırdım. Daha 8-9 yaşındaydım yaşındaydım. Parkta tek başıma eğlenmeye çalışırken diğer eğlenen kız çocukları babaları ile eğlenirlerdi.

Bu yüzden hep ağlardım ama onun bir gün kızım diyerek bağrına yaslayacağı hayali ilekendimi avutmuştum ama hiçbir zaman ne kızım demiş ne saçımı okşamış ne bağrına yaslamış ne de bana sarılmıştı.

Annem de eskiden bana bir ton laf ederdi hep özellikle çirkin olduğumu  benden nefret ettiğini işe yaramazın teki olduğumu  söylerdi hep 

Tam da bunu düşünürken o geldi bana yine ne kadar çirkin olduğum işe yaramaz olduğumu söyledi.

Bana yaptığım yemekleri yedirmemek için çok uğraşmıştı. ama beni inatla yemiştim.

Gece odama gidip belki de hayatıma son gözyaşlarını döküyordum. Annem odama girdi. Ağlayan bana baktı. Ayağı zorlukla kalkarak hayatımda ilk defa ona sarıldım. Eğer ki o da bana sarılırsa her şeyi geride bırakıp onu affedecektim intihar etmeyecektim. Ama umduğum şey olmadı. Benden geri çekilip yanağımı sert bir tokat attı. Bir Tokat daha atınca dengemi sağlayamayıp geriye sendeleyerek düştüm.

nefret tohumları Where stories live. Discover now