4.BÖLÜM

141 9 3
                                    

Ambulans siren sesleri duyulmaya başlamıştı. Eslem Hanım [Damla'nın Annesi] kızını o halde görmesiyle donalakdı. Üstünde beyaz bir elbise vardı. Ama kanlar içindeydi. Bir kaç saniye dondu kaldı öylece bu birkaç saniyede ona yaptığı acımasızlıklar geldi. Pişmanlıkları o anda yoktu. Ama olacaktı.

Sedyeye yatırıp ambulans ile hastaneye yetiştirmişlerdi. Nasıl olduysa hala  kalbi durmamıştı.

Ailesi arabayla peşinden geldiler.

Ameliyathaneye girince durmak zorunda kaldılar.

Fikret bey ve Eslem Hanım iyi değillerdi.

Arabayı oğulları kullanmıştı. Neyse ki onun ehliyeti vardı. Aslında Damla'nın da ehliyeti vardı. Ama ona asla arabylayı kullandırmazlardı. Sınavdan tam net almasına rağmen

Damla'nın kalbi durmuştu. Elektroşopla onu geri döndürmeye çalıştılar. Her an arttırıyorlardı. Ama kalbi geri gelmiyordu.

O an Baran geldi. Ailesine "sevgilisiyim" diye yanıt verdi.

Bir kez daha elektroşopla denediler. Ama Damla geri gelmedi. Damla ölmüştü.

"Ölüm saati 00:21 "dedi doktor

Üzerini beyaz çarşaf ile örttüler.

Ailesi kapıda bekliyordu. Annesi yere diz çökmüştü. Mahvolmuştu. Tek istediği kızının yaşamasıydı.

Ondan nefret ettiğini sanıyordu. Şu an anlamıştı aslında kızını ne kadar sevdiğini şu an anlıyordu.

Hepsi annesi yüzündendi. O an yine annesi aklına gelince kendine yine kızdı. Annesine benzemek istemediği halde onun kopyası olmuştu.

Ameliyathane kapısının açılması ile hepsi yerinden fırlayıp doktorun yanına koşturdu.

Dördü de umutla ona bakıyordu. Dediği tek şey "başınız sağ olsun" deyip uzaklaştı.

Hepsinden bir ağlayış koptu. Ameliyathane kapısı tekrar açılınca Sedyede üstü beyaz çarşafla örtülmüş ölü bir beden çıktı.

Eslem Hanım çarşafı açınca kızını ölü bedeni ile karşılaştı. Kızının ilk defa ve son defa saçlarını okşadı.

Kızım diye ağlamaklı bir haykırışı koptu dudaklarından

Fikret bey de kızının son defa saçlarını okşadı. Hüzünlü gözleriyle ağladığının farkında bile değildi.

Abisi de onun saçlarını okşayıp alnından öptü. Küçükken hep Damla'yı kardeşini düşkündü. Onunla oyunlar oynardı. Abi demesi ise onun en büyük Neşe kaynağıydı. İkisi arasında özel bir bağ vardı ama bu bağı koparan da kendisi olmuştu.

Ailesinden illa etkilenmişti. Küçükken onu korumaya çalışırdı. Ama zamanla ailesinden etkilenmişti.

En son ne zaman abi dediği geldi aklına daha 15 yaşındaydı Damla annesi onun üstüne çok fazla gelmişti. Saçlarını koparacak kadar çok çekmişti. yetmezmiş gibi bir de üstüne Tokat atmıştı. Peki o sırada o ne yapıyordu. Oturup kitap okuyordu. Hiçbir şey yapmıyordu.

Genelde anne ve babası ona şiddet uygulayınca ya da psikolojisini bozunca o ortamda bulunmazdı.

Annesi o Tokat'ın üstüne bir tane daha eklemek isteyince o zaman engel olmuştu. Daha fazla dayanamamıştı çünkü

Peki neden annesi bunu yapmıştı. Çünkü o gün yemek yiyememişti. Yemek için annesini ısrar ettiğinde ise annesi bunu yapmıştı.

"Damla odana git "demişti abisi daha sonra da ona yemek getirmişti.

Cihan yemeği onun yanına bırakıp kapıyı ilerledi sırada Damla o zaman abi demişti.

Abisi bunu duyduğu anda yerinde çivilenmişti ama hiçbir tepki vermemişti.

Ama içindeki acıyı biliyordu abi lafı için her şeyini verebilirdi ama bunun çok kolay olacağını bildiği halde yapmamıştı bunun pişmanlığını da yıllarca  yaşayacaktı.

Damla'nın bedeni onlardan ayrıldı.

Baran şoktaydı kendine gelemiyordu. Damla ölemezdi. Damla'nın bedeninin peşinden koştu. Çarşafı tekrardan kaldırıp Damla'nın dudaklarını öptü. Yavaşça ayrıldı. Damla'nın bedeninden ilk defa öpmüştü. Sanırım son kez de öpmüş olacaktı.

Yavaşça Damla'nın bedeni ondan uzaklaştı. Giderken "elveda sevgilim" dedi ve ceset morga gitti. Orada dizlerinin üstüne çöktü Baran, Damla ile son konuştuğu güne gitti.

"Senden nefret ediyorum" demişti. Damla Baran'dan nefret ederek ayrılmıştı bu dünyadan kendini asla affetmeyecekti. Baran

Damla'ya yaptıklarının pişmanlığını çekecekti.

                ////////////

Damla'nın kimse tekrardan ölü bedenini görmek istemedi. Çünkü tekrardan görselerdi. Dayanamazlardı

Toprak üstüne atılırken herkes perişan haldeydi.

Cenazenin bitmesi ile evlerine gittiler.

Annesi onun odasına girdi çalışma masasına baktı. Çalışma masasındaki mektubu fark etti.

Onu eline aldım yavaş açıp okumaya başladım benim ölümüm seni hediyen olacak diyordu.  umarım anneler günü hediyesini beğenirsin diyordu kısaca

Bağıra çağıra ağlamaya başladı Eslem Hanım

Fikret bey içeri girip elindeki mektubu alıp okuduktan sonra ise tansiyonu düştü ve o da ağlamaya başladı.

Cihan da gelince o da  mektubu alıp okuduktan sonra o da kendine gelemedi.

"Kızım" dedi. Fikret bey "biz senden nefret etmiyoruz" dedi. Ağlayarak kendi şaheserlerinden nefret ediyorlardı bunun acısı da hiç geçmeyecekti

nefret tohumları Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt