59. BÖLÜM: ''KAPAN, KANAN''

Mulai dari awal
                                    

Aşamadığımız geceler bizi asar. Her gecemi aşmaya çalışırken asıldığım günler asla bitmiyordu. Dün gece kendimi bu yatağa nasıl attıysam bedenimi öyle kaldırıyordum. Hiç kıpırdamadan uyumuştum.

Saat kaçtı, kaç saat uyumuştum bilmiyordum lakin uykusuzlukla dost olduğum bu birkaç günden sonraki uyku kendimi tazelenmişim gibi hissettiriyordu.

Üstümdeki kalem elbiseyi çıkararak iç çamaşırlarımla öylece dururken aldığım bir saç tutamını diğer saçlarımın etrafına dolayıp saçlarımı özensizce toplayarak kendi odama geçtiğimde Ring'e taşınırken almayı tercih etmediğim evde giyeceğim eski kıyafetlerimi üstüme geçirdim.

Merdivenden aşağıya indiğimde aralık olan kapı, adım seslerimi duyan Erzhun ile daha da açılırken kaşlarımı çatarak ona baktım. Çektiğim göz kalemi gözlerimin altında dağılmış, moraran gözaltlarımla harika bir uyum yaratmışlardı!

''Günaydın?'' dedim Erzhun'a kaşlarımı çatarak.

''Mevzu var.''

''İçeri gelin.''

Onların içeri girmesini beklemeden salona girerek mutfağa doğru yürüdüm. Su ısıtıcısını açıp suyun ısınması için beklerken Askan ve Erzhun üzerinde formüllerin, çizimlerin yazılı olduğu kağıtların kapladığı masadan birer sandalye çektiler.

İkisi de yüzünü buruşturdu.

''Bunlarda ne böyle...'' dedi Askan yavaşça. Yüzünde kusacakmış gibi bir ifade vardı.

''Biz ona fizik ve matematik diyoruz.'' Dedim yavaşça. ''Hem öyle deme... Kalbi kırılır.''

''Onlar sayı.''

Isıttığım suyu bardaklara döküp içine koyduğum kahve çekirdeklerinin özünü salmasını beklerken bardakları alıp onların önlerine bıraktım.

''O bir dil,'' dedim ve kağıtları toplayarak masanın bir kenarına koydum. ''Evrenin dili.''

''Neden Einstein'mışsın gibi hissediyorum?'' Erzhun'un kelimeleri ile beraber hepimiz kıkırdadığımızda onu yanıtladım.

''Einstein değilim ne yazık ki,'' dedim samimiyetle. ''Ama devlerin omzunda yükseliyorum.''***

Kahvemi karıştırdım, su giderek koyulaştı ve kahve kokusu yayılmaya başladı. ''Her neyse, konumuz bunlar değil. Onlar benim meselem. Mevzuya gelelim.''

İkilinin yüzüne bakıp konuşmaları için beklerden evimin olduğu sokakta duyduğum fren sesiyle kaşlarımı çatıp onlara bakarken Erzhun ve Askan ayaklandı.

Evimin kapısı sertçe açıldığında delik deşik olan kapı, duvara vurdu.

''Banyoya!'' dedi Askan. ''Banyo camından dışarı! Erzhun kapı sende, Vasmina'yı dışarı ben çıkaracağım.''

''Hayır?'' dedim büyük bir sakinlikle. Oturduğum yerden kalkmadım lakin Erzhun ve Askan tişörtlerinin üstüne asılı olan silah kemerlerinden silahlarını çıkardılar. İkisi de hazır pozisyona geçip silahlarını arkalarına saklayarak iki yanımda durduklarında kahvemden büyük bir yudum aldım.

İçeri giren ayak seslerinin ardından salonun kemerinden giren ilk kişi Zenbar Elendes'ti. Ardından gelenler ise onun adamları.

Onu ilk defa, onun emri altında çalışan adamlarıyla görüyordum ama yanında duran adamlara baktığımda ise aslında hepsinin yüzüne aşina olduğumu fark etmiştim.

CÜRETKAR ~ SONSUZU YAŞAMAK | +18Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang