38. BÖLÜM: "FEDA EDİLENLER"

3.7K 227 144
                                    

Beni wattpad üzerinden takibe almayı unutmayın! ❤

Arkadaşlarınıza da silah zoruyla okutmayı unutmayın (el sıkışma emojisi)

Normalde bu bölümün sahnesi başkaydı lakin geçen bölümde Uzhan-Peray sahnesi okumak istediğiniz için bölümleri kaydırdım.. eğik yazılı olan yerler geçmiş

80 OY 100 YORUM SINIRINIZ. HAYIRLI OLSUN YAVRULAR.

İyi okumalar... <3

🌙

38. FEDA EDİLENLER

Uzhan Elendes, eşinin yanına gittiği geçmiş.

Derler ki geçmiş acı veriyorsa geçmemiş demekti.

Geçmiş acı veriyor, geçmiş canımı alıyor ama acımı almıyor.

Güzel eşim. Zeki, cesur, kahkahasıyla zamanı benim için yavaşlatacak güzel eşim... Peray Elendes.

Kafatasımın içinde yara yapan acı ve kafamın içindeki inanılmaz ağrıyla sus çizgime akan sıcak sıvıyı elimin tersiyle sildim. Başımdaki inanılmaz acı sinirlerle birbirine bağlanmış hücrelerimi sığ bir alevle yakıyor gibiydi, acı katlanıyor, kafamın içinde hızla ilerleyen anılarım zamanın içinde yer değiştiriyordu.

Kanayan burnumun kanını takım elbisemin cebindeki mendille silip temizlediğimde kapının önüne ekili olan kan kırmızısı karanfil çiçeklerini kendime doğru çektiğimde kökünden kopardım.

Eve her gelişimde köklerdim, Peray'da her defasında alıp onları geri ekerdi.

Çiçek koparmayı bilmezdim ama tanrı benim çiçeğimi toprağımdan kopararak bana öğretmişti.

Ayakkabımın yuvarlak ucuyla kapıya iki kez vurduğumda boğazımı temizledim.

Yüzümde gölgeli, yorgun ve dağınık bir ifade vardı. Üzerimden kamyon geçmiş gibiydi, gözlerim kararıyordu lakin hiçbirinin önemi yoktu.

Çünkü Peray evimizdeydi, yaşıyordu ve onu alacaktım... Benimle gelirdi değil mi?

Geçmişteki benliğime yaptığım bir ihanet miydi bu bilmiyordum ama bildiğim çok iyi bir şey vardı.

Zamanı bozuyordum. Zaman akışını bozuyordum ve bozulan zaman beni gelecekte yatalak bir adam yapabilirdi, belki çoktan ölü birisiydim veya işsiz, sokakta yatan beş parasız bir adamdım... Bilemezdim ama Peray ve Zenbar ile geçireceğim bir saniye bana izafiyet için bin yıla bedel olacak kadar önemliydi.

Çünkü Peray artık yoktu ve o varken su gibi akan zaman önemini kazanmıştı. Sevdiklerimizle su gibi geçen zamanı buz olup o buz eriyene ve sonra da su gibi akan zamana çevirmemiz gerektiğini çok iyi anlamıştım.

Kapı açıldı.

Kapıyı açan minik oğlumuzdu.

''Ba-ba!'' dedi yavaşça. Kelimeler ağzından çocuksu bir heyecan ve neşeyle çıktığında Peray'ın koşarak bana geldiğini gördüm.

Bakışları parlaktı, gülüşü renkliydi ve dünya sanki onun etrafında dönüyordu.

Benim güzel sevgilim.

''Per-'' boğazımı temizledim. ''Peray...''

Peray, Zenbar'ı geriye doğru çektiğinde kollarını havaya kaldırarak omuzlarıma koydu ve bana sarıldı.

CÜRETKAR ~ SONSUZU YAŞAMAK | +18Место, где живут истории. Откройте их для себя