-21-

6.1K 405 281
                                    

İnsan güleni güçlü, ağlayanı hep güçsüz görmüştür bunca zaman.

Bir gözyaşı güçsüzlük belirtisi olabilir miydi peki gerçekten?

Ben gözyaşını hiç güçsüzlük olarak görmedim. Aksine, acıyı adım adım hafifletip ayakta tutan o yegane şeydi benim için.

Gözyaşları dışa akıtılırsa güçlüydü insan, yüzüne bir gülümseme kondurup içine akıtan değil.

Çünkü içe akıtılan gözyaşları büyük yük bindirir insana. İçe, omza yük olur ve ayağa kaldıramaz insanı. Güçlü durmak işte o zaman zor olur.

Ama dışa akıtılan yaşlarla içteki ağırlık yavaş yavaş azalır, insan hafifler üzerinden attıklarıyla.

O derin geceler belki sabahına hasta ederdi insanı, ama ruha hoş bir hafiflik, bir huzur çökerdi.

Asıl ağlamamaktı güçsüzlük. Her şeyi içe atmak, içte yaşamak günü geldiğinde en dipte bırakırdı insanı.

Suyun yüzeyinde kalabilmek için ağırlık taşımaması gerekir insanın, bu kadar yük yüzeyde bırakır mı hiç?

Ağla, üzerindeki yük kalksın, seni dibe çeken her şey akıttıklarınla üzerinden geçip gitsin ve seni yüzeyde tutmaya devam etsin.

Ağırlık seni en dibe batırır.

Şimdi yüreğimdeki dinginlik çok ağlayışımdan mıydı emin olamadım. Yüzümdeki gülümseme gerçekti, bir maske de değildi. Caniceydi belki, acımasızdı bu gülüş.

"Hadi, başlayalım." Mutfaktaki grup sırasıyla kancaya asılmış adamlara ellerindeki aletlerle adımladığında birkaç adım geriledim. Bulut da onlara müsaade ettiğini belli edercesine gerileyip yanımda durdu.

Kumral adam tiksintiyle yukarıdaki adamlara bakıyordu. İşaret parmağı gözünün altındaki dövmeye dokundu. Gözlerine çözemediğim bir ifade çöktü birkaç saniyeliğine. Gözümden kaçmayan bu hareketi içimde fazlaca merak uyandırdı. Yalnız boxerla bıraktıkları adamlar uyuşuk uyuşuk sallanırken kıvırcık saçlı çocuk elindeki meyve bıçağıyla ona doğru yaklaştı.

"İlk hamle benden olsun mu?" Diye sordu gruba doğru. Güneş gözlüklü adam bir adım öne gelip durdu.

"İlk hamle daha etkileyici olabilir." Dedi elindeki meyve bıçağını işaret ederek.

Kıvırcık çocuk bir bıçağa, bir adama baktıktan sonra başını salladı.

Uğur bir kahkaha atıp kıvırcık çocuğun elindeki bıçağı aldı.

"Bizim ilk hamlemiz değil, son hamlemiz etkileyici olur genelde. O yüzden ilkin pek de önemi yok." Bıçağı olduğu gibi adamın göğüs ucuna bastırdığında uyuşuk uyuşuk bakan adamın gözleri acıyla açıldı ve bağırmaya başladı.

Lüle saçlı kız da bir kahkaha attı ve elindeki soyacağı Uğur'a doğru sallamaya başladı.

"Tek marifetiniz çük kesmek sizin zaten, ne son hamlesi?" Soyacağı adamın göğsünden kasığına kadar sürttüğünde soyacaktan kanlar damlamaya başlamıştı. Adamın bedeni kırmızıya bürünürken çığlık atıyordu.

"Bir dakika!" Bulut araya girdiğinde herkes ona döndü. "Videoyu başlatmayı unuttuk!" Yanımdan ayrılıp kameranın önüne geçtiğinde Uğur bir şey hatırlamış gibi az önce adamları sürüklediği kapıyı açıp içeri girdi. Elinde bir poşetle çıktığında merakla onu izliyorduk. Poşetin içinden çıkardığı komik maskeleri gruptaki insanlara uzattığında herkes anlamsızca ona bakıyordu. Uğur elinde kalan son maskeyi lüle saçlı kıza uzattı sırıtarak.

Ruh CinayetleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin