-5-

9.5K 604 1K
                                    

Bazen bir kitap, bazen bir yemek, bazen bir yer, bazen bir zaman, bazen de bir mevsim size bazı insanları hatırlatır.

Benimkisi bir hayvandı. Bir yaban domuzu. Oldum olası yaban domuzları beni iliklerime kadar titretirdi. Çünkü bana babam ve amcamı hatırlatırdı. Babam ve amcam avcıydı, domuz avcısı. Bazen avlanmak için şehir şehir gezer, sabahın köründe uyanır turuncu ve kamuflajlı av kıyafetlerini giyer, tüfeklerini kuşanır av köpekleriyle avlanmaya giderlerdi. Korkardım o tüfeklerden. Evimizin duvarlarında geyik motifleri, domuz dişleri, tüfekler, kurşunlar, geyik kafaları olurdu. Babam çok severdi avlanmayı. Başlarda ben de meraklıydım avlanmaya. Babamla ava gitmek için tuttururdum ama izin vermezdi. Tüfeğin ucu domuzlardan anneme döndüğü gün ben de avlanmaktan vazgeçmiştim zaten.

Gördüğüm yaban domuzuyla yüreğim ağzımda atarken donmuş gibi hareket edemiyor, sadece domuza bakıyordum. Domuz da aynı hareketsizlikle bize bakıyordu.

"3 dediğimde, eve koşacağız." Solumdaki sesle gerçeklik algımı yeniden kazandığımda başımı salladım korkuyla.

"1." Domuz bir adım attığında hızla solumdaki adama döndüm. "3." 2'yi boşverip 3 dediğinde koşmaya başladım. Biz koşarken domuz da arkamızdan geliyordu. Kapının önüne geldiğimde adam hızla arkamdan kapıdaki parmak izi okutma yerine baş parmağını okutunca kapı açıldı. Eve girdiğimiz gibi kapıyı kapatıp aynı anda sırtımızı yasladık. Gözlerimi kapatmış derin nefesler alıyordum. Aynı anda kapının arkasından vurma sesleri geldiğinde ikimiz de birbirimize baktık.

"Bana sabahın köründe kardan adam yaptırırken bir domuzla karşılaşabileceğimi söyleseydin keşke!" Öfkeyle soluduğumda o gülüyordu.

"Kötü mü etmişim? Bak işte beni ellerine düşüreceğin vahşi hayvanları görmüş oldun. Beni ormana atma fikri daha cazip gelmiş olmalı." Adam hala benimle kafa buluyordu. Kapıya bir vurma sesi daha geldiğinde alaylı ifadesi silindi.

"Sen odaya çık, ben halledeceğim." Dikkatli olmasını falan söylemeden adımlarımı odaya doğru yönelttim.  Odaya çıktığımda kalbim hala çok hızlı atıyordu. Ben odada korkuyla volta atarken dışarıdan bir atış sesi geldi. Olduğum yerde sıçradığımda titremeye başladım. Tüfek sesi.

Köy evimizdeki kuzuları severken buraya doğru yaklaşan arabanın sesiyle o tarafa döndüm. Babam avdan gelmişti. Jeepi evin önünde durdurduğunda aşağı indi. Arabanın bagajına köpekler için yaptığı kulübeleri tek tek açtığında av köpekleri hızla aşağı indi. O köpeklerden korktuğum için birkaç adım geriye gittim. Babam köpeklerin tasmalarından ağaçlara bağladığında biraz olsun rahatlamıştım. Tüfekleri de arabadan alıp eve girdi. Ben de yemek yemek için maya adını verdiğim kuzuyu bırakıp eve girdim. Annem babam için yer sofrasını çoktan oturma odasına kurmuş, babam da üzerini değiştirip sofraya oturmuştu. Açık televizyondan haberler eşliğinde yemeğini yerken ben de mutfakta yemeğimi yiyordum.

"Bu yemeklerde sen niye tuzu ayarlayamıyorsun?"

"Çok attım bu sefer."

"Aldığım karıya bak! Ya sabır ya selamet." Her zamanki huysuzluğu olduğu için ben yemeğimi yemeye devam ettim.

"Bir şeyi de beğensen İzzet Bey!" Annemin ilk defa babama sessiz kalmayıp karşılık vermesiyle bir şeylerin ters gideceğini anlamıştım.

"Ne diyorsun lan sen?" Babamın sofrayı devirdiğini duyduğumda korkuyla ayağa kalktım. Bu sefer annemin inlemeleri evi doldurduğunda koşarak oturma odasına gittim. Babam bir eliyle annemin saçlarından tutuyor, diğer eliyle tokat atıyor, hırpalıyordu. Annem bağırıp çağırıyor, babam dinlemiyordu. Yardım etmek adına korkudan bir adım dahi atamamıştım. Çok korkmuştum. Yalnızca kapının pervazına yaslanmış ağlıyordum. Babam öfkeden kıpkırmızı kesilmiş, çok korkutucu görünüyordu. Gözü koltuğun üzerindeki av tüfeğine kaydığında ne yapacağını anlamıştım. Gözlerim şokla açıldığında "Baba!" Diye bağırdım. Duymayıp tüfeği önce annemin kafasına vurdu. Annem bayıldığında kalbine dayadı namluyu. Çığlık attığımda silahın gürültüsüyle kapandı gözlerim. Açmaya cesaret edemedim. Lanet ettim kendime. Belki babamı durdurabilirdim. Durdurmak için çabalamamıştım bile. Annem onun öldürdüğü domuzlardan değildi. Domuzları vurduğu tüfekle şimdi annemi vurmuştu.

Ruh CinayetleriWhere stories live. Discover now