40.Bölüm 💜 Yabani Otlar

6.7K 724 56
                                    


Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar! 🔮💜

NOT: YENİ BÖLÜMLERİ BEĞENİ VE OKUNMA SAYISINA GÖRE GÜNCELLİYORUM.

40.Bölüm

Geçen gün yaratığın saldırdığı koyu yeşil ormana geldiğimiz için, ağaçların arasından fırlayacak herhangi bir tehlikede kaçmak için hazır bekliyordum. Yürüyüşümüz bizi iyice derinlere sokuyor, okulu çevreleyen yüce dağları bile görünmez yapıyordu. 

Okuldan tamamen uzaklaşmıştık. Kendim geri dönmeye kalksam, şüphesiz buralarda bir yerlerde kaybolur, ardından herhangi bir yırtıcının öğle yemeği olurdum.

Şimdi Thomas'ın ardından yürürken, o nereye gideceğini biliyor gibiydi. Üç yıldır bu kulüpte görev alması sebebiyle, söylediğine göre Gölge Diyarının en güvenli noktalarını keşfetmişti. Bir haritayı da rehber edindiğimiz için, herhangi bir korkunç tehlikeye karşı güvende olacaktık.

Thomas'ı da sayarsak, grupta yirmi kişi vardı. İkişerli sıra halinde Thomas'ın üç sıra gerisinde, Gail ile birlikte yürüyordum. Yanımıza aldığımız matlar ve çadırlar yeterince ağırlık yaparken, bir de ihtiyacımız olan diğer şeyleri bulunduran çantayı taşıyordum.

Dört ay gibi sürede her şeyi içine alan çantama iyice adapte olduğum için, şimdi taşıdığım yük bana oldukça eziyet gibi geliyordu. Üstelik sabahın erken saatlerinden beri yürüyor, Thomas'ın sonu gelmez gevezeliklerini dinliyordum.

"Bu geziyi, ormanın doğal dokusunu tanımak için yapıyoruz." dedi gezi kulübü başkanı Thomas. "Bir cadı veya bir büyücü için ormanı keşfetmek, doğal bitkilerle karışımlar hazırlamak için doğru yerleri bilmemiz çok önemlidir."

Gail gözlerini devirirken, "İhtiyacımız olan her şeyi Aheron'da ya da diğer şehirlerde kolayca bulabiliyoruz. Tek yapmamız gereken, bir büyücü dükkanına gitmek ve para harcamak!" diye fısıldadı.

"Sessiz ol!" diye Gail'i uyardığımda önde yürüyen Thomas'ın arkasından kısa bir bakış attım. "Bizi duyacağı kadar yakınındayız. Çok ayıp!"

Gail omuz silktiğinde uyarımı çok takmış gibi durmuyordu. "Neden gezi kulübünü seçtin anlamıyorum! Müziğe gidip keman ya da piyano çalmayı öğrenebilirdin. Sporda koşu derecesine bile girebilirdin. Ama biz güzel hafta sonumuzu yatarak geçirmek varken, saçımıza takılan ot çöple bilmediğimiz yere tam dört saattir yürüyoruz."

"Çünkü bu dünyaya oldukça yabancıyım. Etrafa bakmak için böyle bir şeye üye olmak mantıklı geldi." Gail'e kötü bir bakış attım. "Hem ben müzik aleti çalmak gibi bir gayem olmadığı gibi, hafta sonumu da koşarak geçiremezdim."

Gail söylediklerimi komik bir şekilde tekrar ederek benimle alay ettikten sonra, "Çok bilmiş!" diye tısladı.

"Ukala!"

"Tembel!"

"Agresif!"

"Gıcık!"

Nicoletta arkamızdan kıkırdadığında istemsizce ona baktım. 

Giydiği mavi renkli dar taytı ve üzerine geçirdiği turuncu kapüşonlu kazakla hepimizden daha moda göründüğü kesindi. Saçlarını at kuyruğu şeklinde toplamış, gözlerine sürdüğü siyah göz kalemi ile tıpkı bir kediye benzemişti. Parfümünün kokusu başımı ağrıtırken, tırnağına taktığı kocaman mavi takma tırnaklarla birinin gözünü oyması an meselesiydi. 

"Ne?" diye sorduğumda, Nicoletta'nın yanındaki Pearl'ün ara ara Gail'e alıcı bakışlar attığına şahit oluyordum. Gail'ı görünce saçlarını savuruyor, onunla konuşmak için işveli gülümsemeler sunuyordu.

Büyüler Kraliçesi (Bitti)Where stories live. Discover now