14.Bölüm 💜 Işıltılı Akşam

8.3K 648 65
                                    

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar! 🔮💜

14.Bölüm

Gözlerimi açtığımda gün yerini geceye bırakmak üzereydi. Şafak yerine alacakaranlığı görmeye, günün cıvıl cıvıl tonlarından siyaha geçmek alışabileceğim bir durum gibi görünmüyordu. Ancak okulun ilk gününde şikayet ederek başlamaya niyetim de yoktu.

Yatağımdan usulca kalktığımda Glory'nin saydam bir vaziyette, yatağına bitişik duran pencereye tünediğini ve sessizce etrafı izlediğini fark ettim. Zaten onu ne zaman görsem, orada öylece duruyor; manzarayı izliyordu. 

Bu durum garip geliyordu ancak hayaletler hakkında hiçbir fikrim olmadığı için, bu konuyu çok sorgulamıyordum. 

Odamda rahatça uyuyup, işlerimi hallettiğim müddetçe, Glory ile çok yakın olmak da istemiyordum. Onunla aynı havayı solumam, bir hayaletle sıkı fıkı olacağım manasına gelmiyordu. Glory'den hala çok ama çok korkuyordum. 

Çantamı açtığımda, okulun verdiği gri renkli cüppeyi ve altına giymek için siyah ve beyazdan oluşan üniformayı çıkardım. Üniformanın beyaz gömleğinin üst kısmına, okulun lacivert renkli amblemi işlenmiş; kol ve yaka kısımlarına ise siyah çizgili desenler eklenmişti. Siyah eteğin uç kısımlarında ise beyaz çizgiler mevcuttu.

Formayı giydikten sonra gri cüppeyi boynumun üst kısmına bağladım ve okula gitmek için çantamı da yanıma aldım.

Salona çıktığımda, April ve Bonney'nin de giyim telaşında olduğunu görüyordum. April makyajını yetiştirmek için banyoyu renkli rujların istilasına uğratmış, Bonney ise kıvırcık saçlarını sıkı biçimde örerek yukarıdan toplamıştı.

"Işıltılı akşamlar, Siena!" dedi Bonney. 

Gülümseyerek, "Işıltılı akşamlar, Bonney!" dedim.

"Heyecanlı mısın?" diye sorduğunda Bonney'nin titrediğini fark ediyordum. Ben daha cevap veremeden Bonney kendi kendine sorusunu yanıtladı. "Ben çok heyecanlıyım. Gece hiç uyuyamadım ve kalbim yerinden çıkacak gibi oluyor."

"Ben daha çok korkuyorum." diye itiraf ettim. "Kendimi aptal konumuna düşürmek istemiyorum."

"Hadi ama kızlar!" dediğinde April sallanan küpelerini takıyordu. 

Üzerine formasını giymesine giymişti ancak bizden çok daha renkli görünüyordu. Saçlarına mavi, pembe ve sarı tonlarında örgülü ek saçlar takmış, gözlerinin üzerine fosfor yeşili bir far sürmüştü. Yanaklarının pembeliği ile bileklerine geçirdiği gökkuşağı rengindeki bileziklerle kesinlikle bizden çok daha süslü duruyordu. Oysa ben saçımı tarayarak büyük bir değişim yarattığımı zannediyordum. 

"Okul sizi yiyip içine çeken büyük bir yaratık değil. Aksine yıl boyu eğleneceğimiz büyük bir şenlik alanı." Sırıttığında cümlesini devam ettirdi. "En azından benim için öyle olacak."

Kıkırdadığında Bonney ile birbirimize baktık. April hocalardan öyle nefret ediyordu ki özellikle Bayan Brook onun için büyük bir düşmanı temsil ediyordu. Aralarında nasıl bir düşmanlık olduğunu Bonney ve ben de bilmiyorduk. Ancak geçen yıl April'ın okuldan atılmasına Bayan Brook'un sebep olduğunu ve April'ın bunu Bayan Brook'un burnundan fitil fitil getireceğini biliyorduk.

💜💜💜

Dışarı çıktığımızda, okul açılışının yapılacağı yere doğru yürüyorduk. Bonney ve ben çene çaldığımız için biraz arkada, April ise önümüzde gidiyordu. "Dün gece nereye gittiğini anlamadım." dedi Bonney. "April bir şeyler söyledi fakat ben senden de duymak istedim. Akşamın bir vaktinde ziyaret ettiğin arkadaşın da kimdi?"

Büyüler Kraliçesi (Bitti)Where stories live. Discover now