31.Bölüm 💜 Sihirli Kazan

6.6K 737 57
                                    


Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar! 🔮💜

NOT: YETERLİ BEĞENİ VE OKUNMA SAYISI GELMEDEN BÖLÜM GÜNCELLEMİYORUM.

31.Bölüm

Kaiden'ın evinde günler çalışarak geçiyordu. Onunlayken kütüphanede yeterince vakit geçirmiyormuşuz gibi o konseyle toplantıya gittiğinde yahut başka bir şey için ortadan kaybolduğunda bana verdiği kitapları okumamı bekliyor, çeşitli iksir ve büyü denemelerinde bulunmamı istiyordu.

Bu sayede üç gün içinde basit savunma büyülerini su gibi ezberlemiştim. Bir canavarı on dakikalığına dondurmayı öğrenmiş, zehirli yaratıklara karşı kendimi görünmez kılmayı denemiştim. 

Bir daha o ormana gitmeyeceğimi söylememe rağmen, Kaiden tekrar ve tekrar nutuk çekmeye devam etmiştim. Onunla olmak, kainattaki en yorucu öğretmenle olmakla eş değer hissettiriyordu.

Konseyle toplantısının bitimi ardından bir sabah elinde minik  bir paketle çıkageldiğinde heyecanlı duruyordu. "Bugün sana bir hediye aldım."

"Hediye mi?"

Başını salladı. "Ay şölenini tebrik etmek için hediye almadığımızı fark ettim. Bu yüzden bu hediyeyi bir ilk olarak kabul et."

"Hediye mi almamız gerekiyordu?" Mahcubiyet bütün yüz hatlarımı işgal etmeye başlamıştı. "Ay şöleninde hediye almamız gerektiğini bilseydim, ben de sana bir şeyler alırdım."

"Mühim değil, Siena. İlk Ay Şölenin olduğu için seni affediyorum. Bir dahakine telafi edebilirsin." Kaiden çok bekletmeden kırmızı bir paketi elime tutuşturduğunda, heyecanla açmaya başlamıştım. Pakete zarar vermemek adına büyük bir çaba sarf ettikten sonra paketin içindeki siyah kadife kutu ile kalakalmıştım.

Kutu neredeyse yarım metre boyundaydı ve az evvel kullandığım paketin bu kadar büyük şeyi nasıl kapladığını düşünüyordum. Kaiden beynimi okumuş gibi, "Paketlerde de sihir kullanıyoruz. Taşıyamayacağımız büyüklükteki şeyleri, böyle sihirli şeylere sararak küçültebiliyoruz." dedi. 

"Ya?.." dediğimde ışıldayan paketin neresinde sihir olduğunu sorguluyordum. Kutunun içindeki hediyeyi bile unutmuştum. Ta ki Kaiden, "Ee? Kutuyu açmayacak mısın?" diye sorana dek...

"Ah, doğru." Sırıtarak kutunun klipsini çevirdim ve büyük bir tencereye eş ölçümde olan kazanla karşı karşıya geldim. Bakıra benzeyen bir yapısı olmasına rağmen, kazanın alaşımının başka bir şey olduğunu anlıyordum. Gülümseyerek başımı kaldırdığımda, Kaiden da gülümsemeye başlamıştı. "Ah, yemek pişirmem için bana portatif bir kazan mı aldın? Bir şefe verilebilecek en güzel hediyelerden biri."

Kaiden'ın yüzündeki gülümseme hafifçe solduğunda, "Bu bir yemek kazanı değil, Siena." dedi. "Bu, kendi odanda da iksir denemesi yapabilmen için aldığım sihirli kazanın!"

"Sihirli kazan mı?"

Kutunun içinden aldığım kazanı evirip çevirirken, neresinin sihirli olduğunu anlamaya çalışıyordum.

Kaiden halimi anlamış olacak ki, yanıma oturdu ve kazanı elimden aldı. "Bak, şimdi!" dediğinde yüzünde ciddi bir ifade vardı. "Eğer bir iksir denemesi yapmak istiyorsan bu kazanı şöyle çalıştıracaksın."

Kazanı önümüzdeki cam sehpaya bıraktığında, o bilindik hareketini yaparak siyah kristal asasını ortaya çıkardı. "Apertem sesamae!" Melodik bir ritimle söylediği bu sözü üç kez tekrar ettikten sonra kazan sihirli bir şekilde içinden buhar çıkartmaya başlamıştı. 

Büyüler Kraliçesi (Bitti)Место, где живут истории. Откройте их для себя