35.Bölüm 💜Üç Gün

6.8K 653 77
                                    

Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar! 🔮💜

NOT: YETERLİ BEĞENİ VE OKUNMA SAYISI OLMADAN BÖLÜM GÜNCELLEMİYORUM.

35.Bölüm

Gözlerimi açtığımda kendi odamda olmadığımı, Kaiden'ın evinde görmeye alışık olduğum baş ucumdaki bir kedi biblosuyla anlamıştım. Siyah duvarların çevrelediği misafir odasındaki yatakta yatıyor, Kaiden ise yarım metre uzağımdaki tekli bir koltukta çenesi eline yaslı bir şekilde uyukluyordu.

Görüntü karşısında şaşkınlığımı gizlemezken Kaiden'ın evine nasıl geldiğimi sorguluyordum. En son iksir içmek için yatakhaneye gitmiş, Glory'e aldırmadan iksiri tepeme diktikten sonra kendi yatağımda uyuyakalmıştım.

Huzursuzca yerimden kıpırdandığımda, hafifçe doğruldum. Hareketimle gözlerini açan Kaiden, "Uyanmışsın." diye seslendi. Sinirli, gergin bir nefes koyduktan sonra, "Nihayet!" kelimesini de eklemeyi unutmadı.

"Nihayet mi?"

Boğazım kuruduğu için sorum cılız bir ses tonuyla çıkmıştı. Fakat Kaiden ses tonumu sorun edemeyecek kadar öfkeliydi. Şakağındaki damar şişmiş, oturduğu koltuktan ayağa doğru fırlamıştı.

"Üç gündür uyuyorsun!"

"Ne?"

"Evet!" dediğinde sesi odada yankılandı. "Ne demeye bilmediğin sihirleri yapmakla uğraşıyorsun? Rüya Bekçisiyle görüşmek de ne demek? Aklını mı kaçırdın?" 

"B-Ben sadece rüya olayını açığa kavuşturmak istedim. İkimiz de zor anlar yaşıyorduk."

"Tanrılar Aşkına!" diye inlediğinde yatağın boş kısmına oturarak, yüzüm aynı hizaya geldi. Öfkeli yüzüne baktığımda şimdi gözlerinin içinde başka duyguların da dans ettiğini görüyordum. Hüzün, endişe, korku... "Neden danışmadan iş yapıyorsun? Sence ben Rüya Bekçisine gitmeyi bilmiyor muyum?"

Ellerimi ellerinin içine hapsettiğinde onları yavaşça okşadı. Ancak gözleri hala gözlerimin içine bakıyordu. "Ya başına bir şey gelseydi? Ya Marpheus seni o rüyanın içerisine hapsetseydi? Senelerdir uyanma şansın olmayabilirdi."

"Özür dilerim." dediğimde bunu Kaiden'ı endişelendirdiğim için yapıyordum. Tabi o esnada üç gün uyuma düşüncesini hala aşabilmiş değildim. 

"Lütfen ama lütfen..." dediğinde yalvarır gibi bir ifadesi vardı. "Danışmadan iş yapma! Başına bir şey gelsin istemiyorum."

"Ben bilmiyordum." diye mırıldandım. 

Derin bir nefes koy verdiğinde taze soluğu cildimi okşadı. "Gölge Diyarı pek çok korkunç varlığı da içinde bulundurur. Geldiğin yerde belki birinden yardım istemek senden bir şey götürmez ama Rüya Bekçisi gibi korkunç varlıklar senin ruhunu dahi sömürebilir." 

"Bunu yeni anlıyorum. Üç gün uyumak..." diye mırıldandığımda yapacağım iksirin en fazla gün kararıncaya kadar süreceğini düşünmüştüm. Bu normal bir uyuma süresi kadardı. 

"O yüzden bir daha sakın kendi başına tehlikelere kalkışma. O canavar kim bilir senden ne delilikler istemiştir."

Dudağımı ısırdım. "İşin aslı henüz sorumun bedelini yanıtlamadı."

Kaiden'ın yüzü hafifçe karardı. "Ne?"

"Bedeli zamanı gelince isteyecekmiş." Kaiden daha önce ondan duymadığım bir kabalıkta, tatsız bir küfür mırıldandığında yataktan öylece kalktı. "Başım gerçekten büyük bir dertte öyle değil mi?" diye sorduğumda Kaiden başını iki yana salladı.

Büyüler Kraliçesi (Bitti)Where stories live. Discover now