34.Bölüm 💜 Rüya Bekçisi

6.5K 705 66
                                    


Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar! 🔮💜

NOT: YETERLİ BEĞENİ VE OKUNMA GELMEDEN YENİ BÖLÜM GÜNCELLEMİYORUM.

34.Bölüm

Kitabın kapağını kapattığımda bin bir farklı soruyla boğuşuyordum. Kaiden'ın büyük başarılarla devam ettiği bir işi varken neden birden bire bu durumu değiştirmek isteyerek büyük bir isyan başlatmıştı? 

Çünkü kitabın dediğine bakılırsa Kaiden 200 yıldan fazla konseyde yer almış, hatta konseyi geliştirmek için çeşitli atılımlarda bulunmuştu. 2 asırdan sonra fikrini değiştirmesine ve zalim birine dönüşmesine neden olan şeyi merak ediyordum. 

Diğer bir soru ise gümüş karga meselesiydi. Kaiden ne sebeple böyle bir cümle kurmuştu? 

Burnumdan derin bir nefes verirken, uykusuzluktan olsa gerek gözlerim kapanmaya başlıyordu. Dersin başlamasına az bir zaman kaldığı için oyalanmayarak kütüphaneden ayrılmaya karar verdim.

Ancak kitapların büyülü kokusunun yanından geçerken rüyalara dair bir şey bulamamanın verdiği hayal kırıklığını yaşıyordum. Kaiden'den bu duruma karşı hala bir ses çıkmamıştı ve sevgilim olmayan biri hakkında böyle rüyalar görmek artık ciddi anlamda sinir bozucu olmaya başlamıştı.

Kütüphaneden tam çıkıyordum ki rafların arasından bir kitap gözüme çarptı. Koyu kitapların arasından mor rengiyle ayrılan bu kitap, altın yaldızlı harflerle basıldığı için daha bir parlak duruyordu. 

 "Yeni Başlayanlar İçin Rüyalarda Gezinmek"  Başlık aslında tam aradığım şey olduğunu söylüyor, kendisini incelemem için resmen ön plana çıkıyordu. Aradığım eserin belki de bu olacağını düşünerek, kitabı yanıma almaya karar verdim. İnceleyecek vaktim kalmadığı için ders çıkışı kitabı daha iyi göreceğimi varsayıyordum.

Kitabı çantama gelişi güzelce bıraktım ve yine kütüphane görevlisine görünmemeye çalışarak oradan ayrıldım.

💜💜💜

Uçsuz bucaksız gibi görünen okul koridorlarına çıktığımda, hava çoktan kararmaya başlamıştı. Bunun beraber öğrenciler yavaş yavaş binayı dolduruyor, bahçede ise büyük bir hareketlilik başlıyordu. 

Ders kitaplarıyla oradan oraya yürüyenler, bir köşede muhabbet edenler, bir kahve bardağıyla gecenin başlamasını bekleyenler... 

Nedense gece yaşamayı benimsediğimi düşünüyordum. Celosia'nın canlı güneş ışığı kadar olmasa da Gölge diyarında en güzel zaman dilimi  gece başlıyordu. Işıl ışıl uzanan gökyüzü eşliğinde, ay ışığında yaşamak huzurlu hissettiriyordu.

Kafamdaki düşüncelerle ilerlerken April ve Bonney'i kol kola girmiş bir halde yürürken gördüm. Nicoletta onların bir adım önünde, Pearl ise en arkadaydı. Dörtlü grubu çekingence süzerken olanlara rağmen en azından birinin bana selam vermesini ya da en gülümsemesini bekliyordum.

Lakin April ile göz göze geldiğimiz anda buz gibi bakışları, havanın dondurucu soğuğu ile yarışacak güçteydi. 

Ancak asıl sınavımı Nicoletta tam önümde dikildiğinde yaşadım. Kollarını önünde bağlamış bir vaziyette tepeden küçümsercesine bakarken, "Selam, Siena." dedi.

"Merhaba, Nicole. Rahatsız olduğunu duydum. Umarım iyileşebilmişsindir."

"Senin yarattığın sorundan sonra kendimi toparlayıp toparlamadığımı mı soruyorsun?"

April, Bonney ve Pearl bizi sus pus olmuş halde dinliyordu. Hepsinin yüzünde beni ayıplayan bir ifade olduğunu da unutmamak gerekirdi. 

Yutkundum. "Bak, o gece gördüğün şey..." Sahi nasıl açıklayacaktım? Ayağım kaydı ve Kaiden'ı yanlışlıkla mı öptüm diyecektim? İmkanı yoktu!

Büyüler Kraliçesi (Bitti)Where stories live. Discover now