17.Bölüm 💜 Kütüphane

7K 678 61
                                    


Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. İyi okumalar! 🔮💜

17.Bölüm

Gözlerimi kırpıştırırken, "Ne dediğini hiç anlamadım? Ne hakkında konuşuyorsun? Sen iyi misin?" diye sordum.

"Jay denilen şu aptalı kendine aşık etme meselesi de nedir? Ben aşk büyüsü tarifi isteyeceğin biri gibi mi görünüyorum?" dediğinde her şey açığa kavuşuyordu. Ancak bir sorun vardı. Ben bunu sadece rüyamda görmüştüm.

Ne diyeceğimi bilemezken, Kaiden konuşmasına devam ediyordu. "Üstelik yardım ister istemez bir anda kayboldun." diye söylendi. "Ortaya pat diye bir şey atıp birden yok olamazsın."

Derin derin nefesler almaya çalışırken, okul koridorları üzerime üzerime geliyordu. Rüyada gördüğüm bir şeyin nasıl olur da gerçeğe dönüşeceğini idrak edemiyordum. "Ben böyle bir şey yaşanmadığına eminim." dediğimde utançtan kitapları göğsüme sıkıca bastırıyor, sanki onların arkasına sığınıyordum.

"Ne demek böyle bir şey yaşanmadığına eminim?" 

Yüksek sesli sorusu okul koridorunda yankılandığında, koridora giren iki yabancı kızın dikkatini çekmiştik. Kızlar bize tuhaf gözlerle bakarken, birbirlerine fısıldamaya başlamıştı. Kaiden burasının konuşulacak uygun bir yer olmadığını anlamış olacak ki, aynaya yöneldi. "Beni takip et. Bu konuyu yalnız tartışsak iyi olur."

"Kütüphaneye gitmem gerekiyordu. Araştırma yapacaktım."

Kaiden dik dik bakarken, "İstediğin kitabı benim evimde de bulabilirsin. Erebus'un kütüphanesinden daha geniş bir hazineye sahip olduğumu iddia edebilirim." dedi.

"Fakat?" dediğimde ne diyeceğimi bilmiyordum. Kaiden ile bir yerde baş başa olma düşüncesi, arkama bakmadan kaçmama yetecek cinsten bir durumdu. 

"Ders saatini geride bıraktığını düşünüyorum. Başka bir mazeretin yoksa, lütfen beni takip et."

Başımı salladığımda umutsuzca Kaiden'ı arkasından takip ettim. Ayna ile başka bir boyuta geçerken, hala nasıl oluyor da rüya sandığım şeyin, Kaiden için gerçek olduğunu aklım almıyordu.

💜💜💜

Geldiğimiz yer uykuda gördüğüm yer ile aynıydı. Beyaz kartonpiyerle süslü tavanı, siyah çarşafları ve komodinin üzerindeki sarı çiçekler bile aynıydı. Şaşkınca etrafıma bakarken Kaiden ile beraber odanın tam ortasında durduğumu hala fark edememiştim.

Kaşlarını kaldırdığında, tıpkı rüyamda olduğu gibi az ilerideki koltuğa bu kez insan biçimiyle oturdu ve açıklama yapmamı bekler gibi bir oturuş pozisyonu aldı. "Seni dinliyorum, Siena. Şimdi derdin her ne ise anlatabilirsin."

"Açıklanacak bir şey yok..." dediğimde cam balkondan görülen yeşil ova manzarasının, dışarıda göz kırptığını fark ettim. "Ben senden böyle bir şey istemedim. Bütün gün uyuyordum."

"Nasıl yani?" Kaiden'ın kafası karışmıştı.

"İnanmıyorsan oda arkadaşım April'e sorabilirsin. Bütün gün odamdaydım ve geldiğinde uyuyordum."

"Peki buraya gelerek, benden iyilik isteyen kimdi?"

"Ben..." diye mırıldandığımda bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyordum. "İşin aslı bu olanları sadece rüyamda gördüğümü sanıyordum. Buraya geldiğimi, senden Jay'i bana aşık etmeni istediğim doğru fakat o zaman diliminde ben bütün gün uyuyordum."

"Her şey bir rüyadan ibaretti?"

Başımı evet anlamında salladım. "Hatta uyandığımda, rüyanın saçmalığını düşünerek bir daha uykuya dalamadım."

Büyüler Kraliçesi (Bitti)Where stories live. Discover now