Arkamızdan nal sesleri gelmeye başlayınca dikkat kesildik ve hemen sağımızdaki çalıların arkasına sürdük atlarımızı. Atlar bu sırada otlatırken biz de inip çalıların arkasına, yolu görebileceğimiz bir yere yerleştik. Her türlü duruma karşı okumu çıkarıp yaya yerleştirdim. Bunu yaparken aynı zamanda zihnimde beliren Viridian ile ok talimimizi kafamdan atmaya çalışıyordum. Artık onu zihnimden de kalbimden de düşüncelerimden de silmeliydim. 

Bir atlı saklandığımız yerin önünde durdu. Bu bir beygirin üzerine binmiş dik duruşlu bir adamdı. Üzerindeki pelerininin şapkası yüzünü yandan kapattığı için kim olduğunu kestiremiyordum. Atın yularını çekiştirerek etrafa bakınmaya başlayınca yayı çektim ve bekledim. Önce kim olduğundan emin olmak ve neden peşimize takıldığını bilmek istiyordum. 

Sessizce çalıların arkasından çıktım. Benton da ardımdan bıçağını kabzasından çıkarmış geliyordu. Atlı kıpırdanıp arkasına dönmeye çalıştığında durdurdum. "Olduğun yerde dur ve ellerini kaldır!"

Dediğimi yaparken hafifçe güldüğünü işittim. "Kimsin ve neden bizi takip ediyorsun?"

Cevap gelmeyince buna daha fazla tahammülüm kalmadı. "Bil diye söylüyorum: okun ucundasın. Tek bir ters hareketinle işin biter. O yüzden soruma cevap ver."

Beni umursamadan beygirin üzerinden bize doğru dönerken konuştu. "Kralınızı böyle mi karşılıyorsunuz?"

Şaşkınlıkla elimdeki yayı indirdim. Bunu beklemiyordum. "Viridian?.."

Beygirin üzerinden tek bir hareketle atladı. Tek eliyle pelerininin şapkasını arkaya attığında gece koyusu saçlarının arasından tacı ışıldadı. "Sözümde dururum, bilirsin." 

Benton saygılı bir şaşkınlıkla eğildi. "K-kralım."

Yutkundum. "Kusura bakmayın, kralım. Onu demek istemedim."

Yüzümü inceleyerek iç çekti. "Prensim.. Lordum.. Viridian..Şimdi de kralım.. Hayat ne tuhaf, ne çok şekilde hitap etmişsin bana. Oysa benim tercih edeceğim içlerinden sadece biriyken." 

Gözlerimi kaçırdım. "Olması gerektiği gibi davranıyorum kralım." 

Yutkundu. "Haklısın, şimdi de ben olması gerektiği gibi davranmalıyım. Hadi gidelim."

Arkasını dönmüş, beygire ilerliyordu ki seslendim. "Durun," Bana döndü. "Bizimle gelemezsiniz."

Gerçekten şaşırmış görünüyordu. "Niçin?"

"Çünkü... Çünkü siz kralsınız. Hoş olmaz."

"Haklısın," Rahatlamış bir nefes aldım, bu kadar kolay olmasını beklemiyordum. "Ben bir kralım ve buna ben karar veririm."

Karşı çıkmama bile müsaade etmeden atına binip yola koyulmuştu bile. Oflayarak ben de atıma bindim ve söylenerek Viridian'ın peşine düştüm.  Hemen yanımda bulunan Benton aralarında birkaç küfürün de bulunduğu söylenmelerimi kralın duymasından endişe ederek bana döndü. Fısıltıyla karışık bir endişeyle "Duyacak." dedi.

Sesimi yükselterek "Duyuyor zaten." dedim ve Benton'u şaşkın bir vaziyette arkamda bırakarak atımı Viridian'ın yanına sürdüm. 

"Kral Zadok ile yıldızımız her ne kadar barışmasa da sizin adınıza ölümüne üzüldüm. Başınız sağ olsun."

İç çekti. "Artık bunun bir önemi yok, önümüze bakmalıyız. Kuzey krallığını bir şekilde ayakta tutmalıyız."

Masumca Viridian'a döndüm. "Onun için sarayda kalmanız daha iyi olmaz mıydı?"

SUYUN VALSIWhere stories live. Discover now