26.Birlikten Kuvvet Doğar

43 8 3
                                    

Canavarın sarı gözlerine dokunan bakışlarımın birkaç saniye belki de birkaç salise sürse de yarattığı etki çok daha fazlasıydı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Canavarın sarı gözlerine dokunan bakışlarımın birkaç saniye belki de birkaç salise sürse de yarattığı etki çok daha fazlasıydı. Bu gözlerde bir duygu kırıntısı, bir parça merhamet aradım fakat insanlığa dair tek bulduğum şey vahşice yok etme arzusu oldu. Ağzından çıkan ince ve uzun, salyalı uvurzlarını tüm şekliyle ortaya çıkararak çığlığa benzer fakat bambaşka bir sesle bağırdı. Bununla birlikte saldırıya geçtiğinde uzun bedeninin son bulduğu uzun kuyruğunu gemiye çarpmasıyla neredeyse yerle bir oluyorduk. 

Bir denizcinin denize düştüğünü çıkan şıpırtıdan ve korku dolu çığlığından anladım. Canavar o tarafa yönelmeden önce yaptığım şeyin sonucunu düşünmeden o tarafa atıldım. Yüz üstü, zaten ıslak olan ve bu nedenle de kayganlaşan güvertede kayarak denizcinin düştüğü yere yaklaştım ve deniz canavarı onu geniş ağzına almak için denize dalacağı anda korku dolu bakan adamı elimin tek bir hareketiyle yarattığım buzdan katmanla gemiye almayı başardım. Bana yönelen ilk bakışta yoğun bir minnet ikinci bakışta ise sonradan gelen derin bir farkındalıkla yüklü şaşkınlığa şahit oldum. Bu şaşkınlığın içindeki korku artık alışmam gereken bir tepkiydi fakat her seferinde bir nebze yaralanmaktan kendimi alıkoyamıyordum. Hem minnet hem temkinli bir ifadeyle bakıyordu. Gücümden korkmuş olmalı, kim, ne olduğumun farkına varmış olmalıydı. 

Ayağa kalktığımda hissettiğim şeyle birlikte yalpaladım, neyse ki çoğu zaman olduğu gibi bunda da Viridian imdadıma yetişmişti. Elini belimden çektiğinde neler olduğunu çözmeye çalışıyordu. Her ne kadar öyle olmadığımı anlayabilecek bir görüye sahip de olsa sadece 'iyiyim' demekle yetindim. Zira bunca zaman kilit altında duran ejderhanın şimdi bu denli yakıcı bir öfkeyle kavrulmasını bu kısıtlı sürede nasıl açıklayacağımı bilmiyordum. Onunla fiziksel bir acı derecesine ulaşacak minvaldeki bağlantım daha da açıklanamazdı. 

Prensle muhtemelen yeni bir saldırıya hazırlanan dev deniz canavarını karşılamak için sırt sırta verdik. Ardentle Berla da hemen yanımıza geldiklerinde geminin dört bir yanını gözetleyen dört büyücüden oluşan bir çember oluşturmuştuk. Diğerleri de ellerine geçen kesici, delici alet ne varsa almış korkularına yenik düşmemeye çalışarak pozisyon almışlardı. Bizim ise herhangi bir silaha ihtiyacımız yoktu, bizler silahın kendisiydik. Çıplak avuçlarımız savunma veya saldırı için hazır olda bekliyordu. Okyanustan aldığım ve prensle çalıştığımız gibi büyümle şekillendirdiğim yapma bir parlaklığa sahip hançerleri havada her an kullanmak için bekletiyordum. Denizcilerin sorgulayan ve tedirginlik dolu bakışları arada bize dönse de umursamadım. 

Sonunda bizi yanıltmayarak sudan çıkan hedefe döndüğümüzde prensle çalıştığımız gibi buzdan hançerleri canavarın geniş göğsüne fırlattım. Bu onun acı dolu bir haykırış koparmasına neden olmuştu, fakat yetersizdi. Hemen ardından alev toplarını fırlatan Berla ile Ardent de bunun dışında pek bir başarı elde etmiş gibi görünmüyorlardı. Deniz canavarı ise iki denizciyi çoktan acılı kaderlerine doğru çekmişti. 

SUYUN VALSIWhere stories live. Discover now