6°•°Eğitim•°•

129 28 20
                                    

**

ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।

**

Alise'in bana giymemi söylediği, vücuduma yapışan fakat aynı zamanda oldukça rahat hareket esnekliği sağlayan, siyah deriden kıyafet ilk başta beni bir miktar kaşındırmıştı. Kıyafetin neredeyse her yerinde farklı boylarda her türlü silahı koymak için bölmeleri vardı fakat cilde yapışan, kumaşı oldukça farklı olan bu kıyafete ustalıkla gizlenmişlerdi. Öyle ki dikkatle bakmadığınız sürece fark edemediniz. Dünkü gösterişli elbise ve yürümeni engellemek dışında bir işe yaramayan ayakkabılardan sonra bunlar nimet gibi gelmişti.

Kendimi savunmasız ve güçsüz hissetmiyordum.

Yıllarımı verdiğim orduda yaşadığım tüm hakaretlere ve aşağılanmalara karşın elimin altında bir kılıç olmadı bir bıçak bulundurmaya, soğuk keskinliğinin koruyucu dokusunu hissetmeye alışmıştım. Oysa beni Saray'a getirdiklerinde bedenimi saran bir çaresizliğe mahkumdum; şimdiyse kıyafetlerimin üstünden bedenime değen soğuk çeliklere hissettirdiği o eski rahatlamaya minnettardım.

Rema dedikleri, askeri rütbe sırasında yüzbaşı olduğunu anladığım yaşını asla belli etmeyen ve son derece yoğun saçlara sahip, zayıf ama sırf kas yığınından oluştuğunu düşündüğüm adam konuşuyordu. Bana seslendiğini anlamam birkaç saniyemi cevap vermem ise birkaç dakikayı aldı.

"E-efendim?"

Berrak bir kahkaha. Ve onu takip eden niceleri. "Adın ne diyorum."

"Elafer, efendim."

Komutan Rema beni tartarcasına etrafımda tok adımlarla gezerken ellerimi istemsizce arkamda birleştirerek duruşumu dikleştirdim. Sarayın arka bahçesindeki eğitim alanındaysa benim gibi giyinmiş çok kişi vardı. Bazıları iki kişilik kılıçların şakırdadığı, bazıları ateş ve rüzgarlarıyla idman yapıyorlardı. Geri kalansa komutanın ve benim etrafımda boşluklu bir daire oluşturmuş bizi izliyorlardı. 

Komutan son bir adım atıp tam önümde durdu. "Bugünden itibaren benim öğrencimsin ve eğitimin şu andan itibaren başlamıştır."

Eliyle arkasından birine işaret verdi. Hem ciddi hem eğleniyor görünmeyi başarıyordu. Çevremize toplanmış kalabalık dışında idman yapanların bile arada üzerime düşen küçümseyici ve kıskanç bakışlarını hissediyordum. Muhtemelen benim gibi aşağılık bir Ylve'in nasıl olur da herkesin bel bağladığı kurtuluş olduğuna inanmıyor gibiydiler.

Haksız sayılmazlardı.

Ben de inanmıyordum.

Fakat bir gün buna pişman olacaktım. Tıpkı onlar gibi.

Komutan Rema'nın işaret ettiği kişi dik duruşu, alevli bakışları ve koyu küt saçlarının arasındaki dikkat çekici kırmızılıklarıyla öne çıktığında istemsizce bir adım geriledim. Bu oydu... Yanlışlıkla çarptığım Guf ve Komutan Pixis'in baş ateş çağırıcısı Berla.

SUYUN VALSIजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें