11.Ardent

98 25 14
                                    

Selam büyücü dostlarım! Nasılsınız? Umarım çok çok iyisinizdir. 

Suyun Sesi nasıl gidiyor? Karakterlere alışabildiniz mi? 

Bölümler genelde kısa farkındayım fakat bölümleri, dolayısıyla sizi bekletmek istemiyorum. O yüzden yazınca yayınlıyorum. Kitap bittiğinde bölümleri birleştirmeyi düşünüyorum.

 Kitap bittiğinde bölümleri birleştirmeyi düşünüyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


***

Eğitim alanında bakışlarım önde, kaşlarım çatılmış fırtınada gökyüzünden yere dökülen yağmur damlaları gibi bulanık düşüncelerle boğuşarak yürürken omzuma çarpılmasıyla geriye doğru yalpaladım. Dejavu yaşamıştım. Aklıma Komutan Pixis'in baş büyücüsü Berla'yla çarpışmam geldi.

"Pardon." 

Sesin sahibine döndüğümde nasıl davranmasını bilmeyen ve büyük bir şehirde kaybolmuş gibi bakan mahcup kahverengi gözlerle karşılaştım. Bakışlarından karışıklık okunuyordu. Siyah saçları da onlarla uyum içinde bir dağınıklıktaydı. Gözüm bir yerden ısırıyordu fakat kim olduğunu çıkaramamıştım .

"Sorun değil. Asıl ben önüme bakmadan yürüyordum."

Dağınık bakışları bana döndüğünde beni bir süre tanımaya çalışıyormuş gibi gözlerini kısmıştı. Gözleri hayretle açıldığında ben de onu nereden anımsadığımı bulmuştum. "Sen şu ordudaki Ateş Çağırıcısın! Benim ve en yakın arkadaşımın hayatını kurtarmıştın o gün!"

Elini uzattı. Fakat tutamadan hızlıca geri çekip pantolonuna sildi. Muhtemelen bakışlarından fark edilen karmaşıklık ve stresten terlemişti. Elini geri uzattı. Ejderha saldırısında büyük bir cesaret göstererek hayatımı kurtaran kişiyle alakası yoktu. "Evet, ben Ardent. Sen de Elafer olmalısın. Efsanevi Suyun Sesi'ni ve en yakın arkadaşını kurtardığımı bilmiyordum açıkçası. "

Elimi uzattığımda gülümsüyordum. "Açıkçası ben de bilmiyordum. Teşekkür ederim. O gün hayatımı kurtardın."

Ardent gülümsememe karşılık verirken rahatlamış görünüyordu. "Ben yapmam gerekeni yaptım. Ayrıca ben sana teşekkür ederim, sen olmasaydın o ejderha az daha beni yakıp kül edebilirdi."

Güldüm. Aklıma genç adamın içinde benim de bulunduğum sıradanları korumak için ejderhanın alevlerine karşı cesurca direndiği an geldi. "Eminim yardımım olmadan da kurtulurdun."

 Sesini alçaltarak çok önemli bir şey söyleyecekmiş gibi eğildi. "Bir şey rica edebilir miyim?"

Şaşırmıştım. "Tabii ki. Elimden gelen bir şeyse seve seve yardımcı olurum." Ne isteyeceğini merakla bekliyordum. Geri çekilip kafasının arkasını kaşırken özellikle bana bakmamaya çalışıyor gibiydi. "Şey, ben Sarayda henüz çok yeniyim de düzeni anlatabilir misin?" 

Rahat bir nefes alarak gülümsedim. Ciddiye alış şeklinden yardımcı olamayacağım bir şey isteyecek sanmıştım. "İstersen sana Saray'ı da gezdirebilirim. Tabi girmeye iznimiz olan yerleri."

SUYUN VALSIWhere stories live. Discover now