AŞKIN MANSUR HAL'İ/ Bölüm:21

Start from the beginning
                                    


"Mansur'um..."


İki aşığında kalbi titredi hitaptaki aitliğin karşısında. Kadın adamın varlığına karışan varlığına şükretti, adam kadının alın yazısına düştüğü o ana.


Gözlerini açarak baktı kadınına, yanaklarına oturan kırmızılıkta yıkadı ruhunu.


"Gel, nazenin yarim."


Öykü, yanına oturup kahvesini uzattı. İkisi birlikte kahve kokusuna sardılar tüm heyecanlarını.


"Lara nerede? Sabahtan beri uğramadı yanıma. Seni bulduktan sonra ben görmez oldu gözü."


Mansur'un bu tür takılmalarına alışmıştı Öykü. Lara, onu öyle bir sahiplenmişti ki yıllardır hasret çekip sonradan kavuşmuşlar gibiydi ikisi de.



"Karahan geldi az önce. Ona basketbol oynamayı öğretecekmiş. Gittiler ama ne zaman kavga edip dönerler bilmem."


Lara ve Karahan, ne birbirlerinden ayrı kalabiliyor ne de bir arada olabiliyordu. İki çocukta anlamadıkları bir sebepten çekiliyorlardı birbirlerine.


"Eninde sonunda elime alacağım o karayı zaten. Hep ağlatıyor benim kızımı." Diye dişlerinin arasından tıslayınca Mansur, Öykü cevabını yetiştirmekte gecikmedi.


"Ama yine o dindiriyor gözyaşlarını Mansur..."


İkili bilmiş bakışlarla süzdü birbirini ve konuyu kapattılar. Onlarda görüyordu çocukların arkasından neyin kovaladığını. Aşk, o iki çocuğun çizdikleri seksek çizgisine saklanmış, vaktinin gelmesini bekliyordu.


Mansur, bir süre gözlerini kırpmadan baktı gözlerine Öykü'nün, sonrasında derin bir nefes çekti içine.


"Evlenelim..."


"Şimdi değil..." diyerek zorla cevapladı adamı Öykü. Her seferinde daha da zorlaşıyordu bu cevabı vermek. Ama daha çok yeniydi onların aşkları. Adam, dibi görünmeyen bir kuyuya atlar gibi düşsün istemiyordu.


Onunla günler geçirsin, varlığının tadına varsın sonrasında bağlasın istiyordu ömrünü ömrüne.


"Sabrımı zorluyorsun Öykü. Neyi bekliyoruz?"


"Bir şey beklemiyoruz Mansur'um. Sadece yaşıyoruz..."


Mansur uzanarak elini avucuna aldı. Bileğini çevirerek, bir buse kondurdu canının merkezine. Nefesi kesildi kadının. Kafasını kaldırıp yeşillerini karıştırdı kadının mavilerine. Oluşan türkuaz cennette yıkadılar ruhlarını birlikte.  


"Evlenelim..."


"Bugün değil Mansur'um... Gözlerinde saklanan bir gölge var hala o gölge kalkmadan değil."

ESVEDWhere stories live. Discover now