Meydanda 1v1

11 2 2
                                    


"Aren." Dedim endişeyle ve bana sadece gülümsedi.

"Reyyan!" Reyyan hazır bir asker durumunda Aren'in karşısına geldi.

"Onları götür."

"Eğer beni de götürürsen kraliçe olduğumda ilk senin evini yıkarım." Dedim ve sinirle Aren'e baktım. Reyyan ise Aren'in emrini kabul edip etraftaki insanları tarıyordu.

"Sana diyorum, Aren! Eğer beni de gönderirsen bir daha yüzüne bakmam."

"Oo yengeden büyük tehdit, bence de o kalsın böylelikle ölümü kolaylaşır." Aren sinirli bakışlarını adamdan ayırmıyordu ama gözleri sarı kıvılcımlar çakmıyordu.

"Adin kalsın."

"Emredersiniz."

"Aren aklından ne geçiyor?" Atlas sorusuna cevap alamadan hepsi bir şimşek ile yok oldu.

"Cidden aklından ne geçiyor prens, adamlarımı hallettiniz diye sizden korkacağımı mı sanıyorsun? Hele de senden. Ve şu garip hayvanlardan."

"Adin, onlara geri dönmelerini söyle."

"Aren, cidden iyi mi-"

"Adin." Bir nefes verip hayvanlara işaret yaptım. Hayvanlar yeniden yavaş yavaş ormanına dönerken geriye bir tek biz üçümüz kalmıştık.

"Zehra'yı kaçırdım! Zehra'yı-" üçümüzün de bakışları ormanın girişindeki el ele olan Ali ve Zehra'yı buldu. Sanırım Ali hainlik yapmamıştı.

"Yine mi sen ya?" dedi yukarıdaki adam bıkkınlıkla.

"Burada ne oluyor?" demesine kalmadan bir bıçak Ali'nin göğsüne saplandı. Kalbim korkuyla çarparken Zehra bir çığlık koyuverdi.

"Sen de çok oldun." Ardından bir bıçak da Zehra'ya saplandı. Ve yanağımda hissettiğim ıslaklıkla ağladığımı fark ettim. Aren de şaşırmışa benziyordu.

"Sıra sende güzellik. O güzel kalbini mi deşeyim, yoksa beynini mi?"

"O cebindeki bıçakları teker teker cebine en yakın yere gönder, sen yapmazsan ben yapacağım."

"Hah sen bana ne yapabilirsin ki? Kumdan şato falan?"

Adam sahiden de cebinden bir bıçak çıkardı. Gözlerim sürekli arkadaki Cabbar ve Zehra'ya kayıyordu. Kızın beyaz gelinliği kana bulanmıştı, oğlanın ise yüzünde saf bir gülümseme vardı.

'İnna Lillahi ve İnna İleyhi Raciun.'Allah'tan geldik, Allah'a döneceğiz, zihnimde yankılanıyordu. Bizler Ölüm gerçeğini ne çabuk unutuyorduk...

Bu benim duyduğum hikayeye benzemiyordu ama sonu aynıydı...

Birden bir şey kulağımın yanından vın diye geçince neye uğradığımı şaşırdım.

Aren nazikçe başımı çevirdi.

"Oraya bakma bana bak."

Kalbim acıyordu ve göz yaşlarım durmuyordu. Aren sol yanağımdan süzülen yaşın ardından yanağımı öptü. Bir şeyler etrafımızdan vın vın sesleriyle geçip duruyordu.

"Ağlama, dikkatim dağılıyor." Dedi Aren gülümseyerek yumuşak bir tonda.

"Ne oluyor lan! Niye gitmiyor bu bıçaklar istediğim yere?" demek etrafımızdan vın vın diye geçen şeyler adamın fırlattığı bıçaklarmış.

"Hazır mısın Demir, seninle kocaman kumdan bir hapishane yapacağız, ya da mezar. Sana kalmış." Adam şaşkınlıkla Aren'e bakarken Aren "Arkamda kal." Deyip yavaşça havalanmaya başladı.

AHTERWhere stories live. Discover now