Final

109 21 51
                                    

~Lila Akça Yıldırım~

8 yıl sonra

Kahvaltı masasını hazırlarken merdivenlerden gelen küçük adım sesleriyle yönümü o tarafa döndüm. Çilek, canım kızım, yataktan kalktığı gibi geliyordu. Benim onu izlediğimi görünce adımlarını hızlandırıp yanıma geldi. Kollarını dolayıp başını belime yasladığında, "Günaydın anneciğim," dedi her zamanki neşesiyle.

"Günaydın güzel kızım. Haydi gel otur."

Kahvaltı için sandalyesini çekip oturdu. Hemen ardından Aras, hazırlanmış bir şekilde aşağıya indi. Çilek'in saçlarına öpücük bıraktı. "Günaydın güzel kızım."

"Günaydın babacığım."

Sıra bana geldiğinde yanağıma bıraktığı öpücükten sonra, "Günaydın Fıstığım," dedi.

"Günaydın canım."

Yıllardan beri yapılan huzurlu bir kahvaltının ardından Aras'ı yolcu ettik ve Çilek'i okula hazırlamak için odasına çıktık. Birinci sınıfa başlayalı iki buçuk ay olmuştu ve okula gitmeyi hep çok seviyordu. Üniformasını giydikten sonra üzerine hırkasını giydirdim. Bileğine kadar gelen botlarını giydirdim, yağmur nedeniyle etrafta su birikintileri vardı. Dışarısı serindi bu yüzden üşütüp hasta olmasını istemiyordum.

"Ödevlerini bitmişti değil mi?"

"Evet anne bitti."

"Tamam. Artık gidebiliriz."

Çantasını elime aldığımda birlikte evden ayrıldık. Arabaya bindiğimde Çilek'in yanına, arkaya, oturdum. Asaf arabayı Çilek'in okuluna sürdü.

Geldiğimizde arabadan inip Çilek'in inmesine yardım ettim. Okulun kapısına kadar ona eşlik ettim. Kapıya geldiğimizde kollarını yukarıya doğru ona sarılmam için kaldırdı. Biraz eğildim ve isteğini yerine getirip ona sarıldım. "İyi dersler güzel kızım."

"Teşekkür ederim anneciğim."

Bedenini benden ayırdığında minik ellerini bana sallayarak okul binasına doğru yürüdü. Okul binasına girdiğinde bende arabaya doğru yürüdüm ve ön koltuğa bindim.

Asaf'ın yüzü düşüktü yine. "Ne oldu? Yoksa yine Sedef ile bebeğinizin ismi konusunda anlaşamayıp tartıştınız mı?" Sedef ve Asaf üç yıl önce evlenmişlerdi. Şimdi bir kızları olacaktı. Kızlarının doğumuna az kalmıştı ama ikisi isim konusunda bir türlü anlaşamıyorlardı.

"Hayır başka bir şey var," dedi sıkıntılı bir şekilde.

"Ne oldu Asaf?"

Biraz duraksadı. Söyleyip söylememe konusunda kararsız görünüyordu. "Babanın katilinin kim olduğunu öğrendim." Ne demek babanın katilini öğrendim? Babamı öldüren o iki adamı zamanında öldürmüştüm. Bunun arkasında başka biri mi vardı?

"Kim?"

"Hilmi Doğan." Meşhur Hilmi Doğan yine karşıma çıkmıştı. Niye öldürmüştü babamı, ne istemişti ondan?

"Başka bir şey daha var," diyerek devam etti. "Annen, o yaşıyor. Hilmi Doğan'ın yanında kalıyor." Ne demek yaşıyordu? Bunca yıl nasıl saklanmıştı? Neden o adamın yanında kalıyordu?

"Neredeler?"

Cebinden çıkardığı kâğıdı gösterdi. Üzerinde adres yazıyordu. "Lila, tek başımıza gitmeyelim. Ağabeyini arayalım."

Hızla kâğıdı elinden aldım. "İn arabadan aşağıya."

"Ne?"

"Asaf, arabadan in."

ÇİLEK AŞKI Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang