Kim Bu Kadın?

243 102 133
                                    

~Lila Akça Yıldırım~

Kurs binasından kendi kendime söylenerek çıktım. Sonunda bu haftaki dersler bitmişti, bugünkü derslerde çok sıkılmıştım.

Mert'e bakındım, yoktu ama biraz ileride bana el sallayan Rüzgâr'ı gördüm. Binanın bahçesinden ayrılıp yanına yürüdüm.

"Merhaba Lila," dedi gülümseyerek.

"Merhaba Rüzgâr. Nasılsın? "

"İyiyim, sen nasılsın?"

"Bende iyiyim. Mert yok mu?"

"Hayır yok. Bugün şoförün benim. Lütfen buyurun," dedi ve arabanın ön kapısını açarken. Şakacı davranışı hoşuma gitmişti.

"Teşekkür ederim.” Arabaya bindiğimde kapımı kapatıp şoför koltuğuna oturdu ve yönünü bana döndü.

"Bugün akşam yemeğini beraber yiyeceğiz.”

"Aras’ta gelecek mi?"

"Maalesef kocanız bize katılamayacak küçük hanım. Kendisi adamları toplayıp iş için bir yere gitti. Az çok ne için gittiğini tahmin ediyorsundur. O yüzden bugün yemek için Poyraz ile bana eşlik eder misiniz?"

"Memnuniyetle.”  

***

Arabayı yavaşça park etti. "Lila, Poyraz henüz gelmedi. Benim saatçi de biraz işim var. Bittikten sonra istediğin bir şey varsa yaparız."  

"Aslında benim bir arkadaşımın yakın zamanda doğum günü, onun için hediye bakabiliriz. "

"Olur tabi. O zaman gidelim." Arabadan indik ve bir süre yürüdükten sonra saatçiye vardık. Rüzgâr saati gösterip sorunu söyledi. O işini hallederken etrafa bakındım. Acaba hediye olarak saat mi alsaydım?

 Camekan içinde bulunan saatlere uzun süre baktım. Beğendiğim bir tanesini yakından bakmak için çalışanlardan rica edip elime aldım. Saate bakarken o kadar dalmıştım ki Rüzgâr'ın yanıma geldiğini fark etmemiştim.

"Güzel seçim," dedi sağımda durarak.

"O zaman, ben bunu alayım."

Ödemeyi yaptıktan sonra mağazadan ayrıldık ve cadde boyunca biraz yürüdük. Az ileride Poyraz bizi bekliyordu. Bizi görünce yüzüne büyük bir gülümseme yayıldı. "Lila nasılsın?" diye sordu enerjik bir sesle.

"İyiyim, sen nasılsın?"

"Bende iyiyim."

"Ne o, bana nasılsın yok mu?" diye sordu Rüzgâr şakacı bir tavırla.

Poyraz küçük bir kahkaha attı. "Alınma hemen, sen nasılsın?"

"İyiyim bende," dedi tatmin olmuşçasına.

"Ee hadi girelim o zaman," dedi Poyraz.

Bir restaurantın önünde durduğumu yeni fark etmiştim. İçeriye girip cam kenarındaki masalardan birine oturduk. Garson yanımıza gelip üç tane menü bıraktı.

"Biz karar verince sizi çağıralım," dedi Poyraz.

"Tabi efendim," dedigarson ve masadan uzaklaştı. Menüyü elime alıp baktım, her şey Japon Mutfağına aitti.

"Nereye getirdin sen bizi?" diye sordu Rüzgâr elindeki menüyü masaya bırakarak.

"İstanbul’daki en iyi Japon mutfağına," dedi Poyraz mutlu bir şekilde.

Rüzgâr, menüyü tekrar eline alıp derin bir off çekti, pek hoşuna gitmemişti. Ben de Japon Mutfağını seven biri değildim.

"Lila ne yiyeceğine karar verdin mi?" diye sordu Rüzgâr bana bakarak.

ÇİLEK AŞKI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin