Kırmızı Rujlu Mendil

192 71 72
                                    


~Lila Akça Yıldırım~

Aşağıya indiğimde Aras çoktan kahvaltısını bitirmişti.  Önünde sadece yeni tazelenmiş olan çayı vardı. Gece ölü gibi uyumuştum, erken kalkmak için kurduğum alarmın sesini bile duymamıştım. Geç kalkmıştım, aynı şekilde Aras’ta bugün geç kalkmış görünüyordu. Bu saatlerde çıkmış olması gerekirdi. Ama bu durum onun pek umurunda değil dibiydi.

"Kursa gideceksin değil mi?"

"Evet, gidip sertifikayı erken almak istediğimi söyleyeceğim olmaz derlerse paramı geri isteyeceğim,” dedim. Bunu çok düşünmüştüm en sonunda böyle bir karar vermiştim. Sertifikanın benim için bir önemi yoktu. Pekâlâ o olmadan da rahat bir şekilde iş bulabilirdim.

"Pes mi ediyorsun?" diye sorduğunda bakışlarımı ona çevirdim.

"Hayır! Sadece bir daha gecemi o soğuk nezarethanede geçirmek istemiyorum."

"Berbat bir yer değil mi?"

"O iki kadın olmasaydı çok daha iyi olabilirdi. Saçma sapan sorular sorup durdular. Seni de sordular."

"Beni mi?" diye sordu şaşkınlıkla.

"Evet, ne iş yaptığını merak etmişler. Bende insan kasabı olduğunu söyledim," dediğimde sırıtmaya başladı. Biraz sonra yüz ifadesi tekrar ciddileşti.

"Olayların tekrarlanmasından mı korkuyorsun?"

"Korkmuyorum, tekrarlanmasını istemiyorum!"

"Belki de onlar gelmez bu olaydan sonra,” dedikten sonra gözlerini kaçırıp eline aldığı çayına odaklandı. Böyle söylemesi biraz tuhafıma gitmişti.

"Gelmeyeceklerini nereden çıkardın ki?” Bakışlarını tekrar bana çevirdi.

"Öylesine söyledim. Hem senin için iyi olmaz mı? Sertifikanı alabilirsin."  Bu pek inandırıcı değildi, sanki başka bir şey vardı.

"Benim için sertifikanın bir önemi yok. Aras, Semih şikayetini ne oldu da geri çekti?"

Elindeki çayı masaya bırakıp ayağa kalktı. "Ben artık çıkıyorum, daha fazla geç kalamam." Hızlıca evden çıktı. Artık emindim kesin bir şey vardı.

***

En az beş dakikadır odada tek başıma oturuyordum. Sonunda odaya orta yaşlarında sarışın bir adam girdi. Geçip koltuğuna oturdu. Yüz ifadesine bakılırsa bu konu pek hoşuna gitmemişti. Bilgisayarıyla biraz uğraştıktan sonra ekranda benim kaydım açıldı.

"Hanımefendi anladığım kadarıyla sınava erken girmek istiyorsunuz," dedi bana dönerek.

"Evet."

"Üzgünüm ama bu mümkün değil."

"O zaman paramı geri istiyorum," dedim.

"Hanımefendi biz para iadesi yapmıyoruz." Beni başından savmaya bakıyordu. Bu o kadar kolay değil!

"Benim mahkemede uğraşacak zamanım var beyefendi." Yüz ifadesi değişti. Benim kolay lokma olmadığımı anlamıştı. Bakışlarını benden bilgisayar ekranına çevirdi.

"Bilgileriniz tam değilmiş," dedi. Konuyu değiştirmek istiyordu.

"Eksik olan ne?"

"İkinci bir telefon numarası yok."

"Önemi var mı? Nasıl olsa kaydımı sildireceğim."

"Lütfen söyleyin," dediğinde Aras’ın numarasını söyledim. "Numara kimin?"

ÇİLEK AŞKI Where stories live. Discover now