35

1K 117 18
                                    

Semih gidip gelmek bilmeyince yanımdaki adamdan dolayı hafif gergindim. Çok elit birine benziyordu ve ister istemez kendimi garip hissetmiştim yanında. Ya adam bir kere spor salonunda takım elbiseliydi şu an.

"İsminiz neydi bu arada? Tanışmadık."
"Emin ben. Siz?"
"Selim ben de. İsimlerimiz uyumlu oldu böyle de."

Gülerek konuşunca söyleyecek bir şey bulamadığım için Burak'a döndüm.

"Hah, Aslan."

Aslan arkamdan gelince rahat bir nefes aldım. Bu adam beni çok gerdi sebepsizce.

"Haberim yoktu geleceğinden. Hoş geldin."
"Kusura bakma haber veremedim. Seninle konuşmam gereken bir konu vardı ve buradan geçerken uğrayım dedim."
"Tabi tabi, ofise geçelim."
"Olur."

Selim denen adam önden gidince Aslan bana dönüp belimden tuttu hafifçe.

"Hadi sevgilim."
"Ben de mi geleyim?"
"Tabii ki sevgilim ne yapacaksın burada?"
"Tamam."

Dönüp Burak'ı aldım ve Aslan'ın arkasından gittim. Odaya girip kapıyı kapatınca Aslan masayı işaret etti.

"Sen geç oraya."

Ben masanın başına geçip puseti masanın üzerine bakınca Aslan da masanın önüne avukatın karşısına oturdu.

"Bir sıkıntı mı var?"
"İkinci salon için mülk sahibi biraz sıkıntı çıkarmış. Sadece salona da değil aslında rezidans içinde olan pek çok kişi sıkıntı yaşamış adamla. Deliriyor sanırım ara ara durup dururken insanları çıkarmaya çalışıyormuş."
"Çıkmamızı mı istemiş?"
"Öyle. Ama çözülemeyecek bir şey olduğunu sanmıyorum. Yani dediğim gibi Adama geliyorlar arada. Onun dışında şunlar var..."

Yanında getirdiği çantasından dosya çıkarıp Aslan'a uzattı. Onlar iş hakkında konuşmaya devam ederken Burak hareketlenmeye başlayınca kafamı onlardan çevirip miniğime döndüm. Ellerini kaldırıp uzanmaya çalışınca elini tutup öptüm bastırarak. Yerim seni yerim.

Belinden tutup kucağıma aldım ve aramızda kalan örtüyü çekip pusete bıraktım. Ensesini ve sırtını kontrol edince terlemediği için tekrar örtmedim.

Burak kafasını omzuma yaslayınca sırtını okşadım hafif hafif. Uykusu geliyordu sanırım. Uyumadan sütünü içmesi gerekiyordu.

"Tamam hallederiz."

Aslan karşısındaki adamı onayladığı sırada kafamı kaldırıp ona baktım. Bu sırada avukat ile göz göze geldim. Bakışları üzerindeydi ama ben bakınca asla gözlerini çevirmedi. Aksine gülümsemişti göz göze gelince. Kafamı çevirip kaşlarımı çattım hafifçe. Ne oluyor lan?

Ayağa kalkıp Aslan'ın yanına gittim ve omzunu tuttum.

"Aşkım."
"Efendim?"

Cevap verdikten kısa bir süre sonra kafasını bana çevirince Burak'ı kucağına doğru uzattım. Kollarını uzatıp hemen aldı ama aynı zamanda bana anlamadığını belirten bakışlar atıyordu.

"Çantasını alıp geleceğim. Uykusu geldi iyice uyumadan sütünü içsin."
"Tamam."

Odadan çıkıp bar tezgahına gittim. Etrafa bakıp çantayı bulamayınca bu sefer Semih'in yanına gittim.

"Semih?"
"Buyur abi?"
"Burak'ın çantası olması lazım burada."
"Bakayım abi, ben hiç görmedim ama..."

Semih tezgahın altına ve raflara bakarken ben de onu bekledim.

"Abi burada olduğuna emin misin?"
"Orada olması lazım. Aslan getirdi onu yaa ben verdim arabadayken."
"Ama abi olsa burada olurdu yok ki."

Semih hala aramaya devam ederken bara doğru eğilip onu izledim.

Bakıcım BxBWhere stories live. Discover now