30

1.3K 122 21
                                    

"Ayy çok yoruldum ben ya."

Yatağa girip belime sarılan Emin'in kolundan tutup göğsüme doğru çekerek saçlarından öptüm hafifçe.

"Hemen uyu bebeğim."
"Aslan."
"Efendim?"
"Yarın sen işe gidecek misin?"
"Yok."
"Neden?"
"Ne demek neden? Gitmemi mi istersin?"
"Hayır!"

Telaşla kafasını kaldırıp bana bakınca gülerek dudaklarına uzanıp öptüm.

"İşte bu yüzden gitmiyorum."
"Ama işler ne olacak?"
"Bir şey olmaz. Hatırlatırım benim iki tane daha salonum var hiç gitmediğim."
"Ama onların başında yetkili birileri var."
"Bu salonda da Melike var. O her şeyle ilgileniyor. Benden sonraki en yetkili kişi o zaten."
"Sen bilirsin."

Uzanıp aynı şekilde dudaklarımdan öpünce belini hafifçe sıkıp bıraktım ve boynundan tutarak kendime bastırdım. Elim belinden aşağı kayıp üzerindeki badiden içeri girince zorla da olsa elimden kurtularak geri çekildi.

"Dur."
"Emin beni zorluyorsun."
"Hayır yani dur derken, daha uyumamıştır annenler diye dedim. Biraz bekleyelim."

Başta algılayamasam da biraz düşününce dediklerini fark edip bugün ilk defa cidden mutlu olarak kahkaha attım.

"Ne dedin sen?"
"Ya Aslan! Utandırma beni."
"Tamam. Bekleyelim o zaman."
"Ya off! Dediğine pişman ediyorsun adamı. Zaten yorgunum uyuyacağım işte sen de elinle baş başa kal bir müddet."
"Emin saçmalama. Hayatım tamam özür dilerim bana döner misin?"
"Uyudum bile."
"Emin..."

Kararının kesin olduğunu anlayınca vazgeçerek sıkıca sarıldım ve aynı Burak'a yaptığım gibi omzundan öptüm.

"Sen de ayrı triplisin bugün."
"Uyu Aslan."
"İyi geceler sevgilim."

.....

"Dadada!"
"Şş Burak dur Burak. Babayı uyandıracaksın."
"Ihh!"
"Aa bu ne huysuzluk böyle küçük adam?"

Boğuk gelen sesler uyanmamı sağlamıştı ama kendimi yorgun hissettiğim için gözlerimi açmak zor geliyordu. Burak'ın sesini bir kez daha duyunca artık uyanmam gerektiğini düşünürken suratımın ortasına yediğim tokatla aniden kendime geldim. Bu da farklı bir yöntem tabii ki.

"Ah!"
"Hii! Burak?"

Burak çığlık atarak gülmeye başlayınca gözlerimi açıp küçük çiyana baktım. Emin ise arkasında gülmemek için kendini tutmaya çalışıyordu.

"İt herif! Gel lan buraya."

Burak'ı tuttuğum gibi kucağıma alınca daha çok çığlık atmaya başlamıştı. Gülerek karnından tutup havaya kaldırdım ve boynundan öptüm art arda.

"Seni yaramaz! Seni hain!"

Burak'ı evirip çevirerek her yerinden öperken Emin de ayakta durmayı bırakıp yanıma geldi ve yatağa oturdu.

"Eli de ağır."

Emin gülmeye başlayınca ona ters bir bakış atıp Burak'ı ortamıza bıraktım.

"Bir anda yapıştırdı valla ne olduğunu anlayamadım."
"Hayır sen daha sekiz aylık bir bebeksin. Nereden geliyor bu güç?"
"Oğlum?"

Annemin sesi dışarıdan geldiğinde göremeyeceğimi bile bile kapıya baktım.

"Efendim?"
"Bir sorun mu var? Burak'ın sesini duydum sanki."
"İçeri çağırsana."
"Ne alaka Emin?"
"Aslan kadınla paravan varmış gibi konuşuyorsun ayıp."
"Of!"

Kaş göz yapınca göz devirerek kapıya döndüm tekrar.

"Anne içeri gelebilirsin."

Kapıyı yavaşça açıp içeri baktı ve bir adım attı sadece.

Bakıcım BxBOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz